Astımda Tedavi Giderek Kişiselleşiyor!
Astımda Aşı Tedavisi (İmmunoterapi)
Çocuklarda hava yollarının çeşitli nedenlerle hasarlanması ve gözenekler oluşması nedeniyle oluşan hava yollarında aşırı hassasiyet, sık öksürük, hışıltı, nefes daralması belirtilerinin olduğu hastalığa astım yada bronşit denir.
Astım tedavisi için son yıllarda aşı tedavisindeki gelişmeler herkesin dikkatini çekiyor. Astım tedavisi için aşı tedavisindeki gelişmeler beraberinde bir çok soruyu da getirdi.
Bu soruların cevaplarını almak için bu yazımızı okuyabilirsiniz.
Alerji aşılarını hangi uzmanlar yapmalı?
Çocuk yaş grubunda aşı tedavisi konusunda eğitim alan tek uzmanlık alanı Çocuk Alerji Uzmanları olduğu için alerji aşısının gerekip gerekmediği, aşı tedavisinde uygulanacak aşının hangi karışımdan yapılması gerektiği ve yan etkiler gelişince nasıl davranılması gerektiği konusunda da çocuk alerji uzmanları eğitim almıştır.
3 ile 5 yıl gibi uzun süre yapılacak aşı tedavisinin etkinliğinin değerlendirilmesi ve yan etkiler çıkınca ne yapılması gerektiği konusunda çocuğunuz risk altında kalabilir. Aşı başlanmaması gereken durumda aşı tedavisine başlanmak zorunda kalmış olabileceğiniz gibi yanlış bir karışımla uzun süre aşı yapılıp zaman kaybedebilirsiniz.
Bu nedenlerle çocuklarda aşı tedavisi çocuk alerji uzmanlarınca yapılmalıdır.
Çocukluk astımında aşı tedavisinin faydası var mı?
Evet vardır. Aşı tedavisi çocukların hayat kalitesini artırmakta ve ilaç gereksinimini azaltmaktadır. Başka alerjilerin gelişmesini engeller. Bu sebepten faydalıdır. Tedavi başarısı yüksektir.
Ancak çocuklarda aşı tedavisinin hangi alerjenden oluşması gerektiği ve hangi dozlarda uygulanması gerektiği sadece ve sadece çocuk alerjisi uzmanlarınca yapılmalıdır.
Aksi takdirde tedavinin başarısız olmasına ve hatta çok ciddi yan tesirlerle karşı karşıya kalınabilir.
Aşı tedavisi kimlere yapılır?
Alerji nedeniyle olduğu kesinleşen astımlı, alerjik nezleli çocuklara yapılması tavsiye edilir.
Öncelikle astım ve alerjik nezle belirtileri olan çocuklara ciltten alerji testi yapılır ve test sonucuna göre ve çocuğun çıkan alerjiden etkilenip etkilenmediğine göre karar verilir.
Çocuklara aşı tedavisi gerekliliği ve nasıl yapılacağı konusunda tek yetkili uzmanlar çocuk alerji uzmanlarıdır.
Aşı tedavisine kaç yaşında başlanabilir?
Dilaltı aşılar 3 yaşından sonra başlanırken cilt altı enjeksiyon şeklindeki aşılar 5 yaşından sonra başlanabilir.
Aşı tedavisi kaç türdür?
Aşı tedavisi üç türdür. Dilaltı damla, tablet ve cilt altına enjeksiyon formları vardır. Cilt altı aşılar da iki türdür. Yıl boyu yapılan ve mevsim öncesi olmak üzere iki türdür. Mevsim öncesi aşılar sadece polen alerjisinde uygundur. Hangi aşının hangi çocuğa yapılacağını sadece çocuk alerji uzmanları karar vermektedir.
Dil Altı Damla Alerji Aşısı nasıl uygulanır?
Alerjisi olan çocuklara, astım hastalarına ve alerjik nezlesi olan çocuklara uygulanır. Dil altı damla aşıları dil altına pompalanarak uygulanır. Aşı içinde sadece çocuğun astımına veya alerjik nezlesine neden olan alerjik madde vardır.
Örneğin polen alerjisinde kullanılan damla aşı içinde sadece polen vardır, ev tozu akarına alerjisi için yapılan alerjide akar alerjeni vardır. Kesinlikle kortizon içermez. Çok küçük dozlarda başlanarak vücudun bu alerjik olduğu maddeye alıştırılması sağlanır. Haftada 3 kez veya her gün uygulanan formları vardır.
Çocuklarda ciddi alerjik reaksiyona neden olma ihtimali düşük olduğu için evde uygulanabilir. Dişleri fırçalamadan ve kahvaltı veya yemekten önce uygulanır ve 2 dakika dil altında tutulduktan sonra yutulur. 10 dakika sonra gıda alınabilir. Dil Altı Aşı tedavisinde aşı uygulama süresi en az 3 yıl, en fazla 5 yıldır.3 yaşından sonra başlanabilir. Aşı tedavisi ile ilaç kullanma ihtiyacı azalmakta veya bitmektedir. Hayat kalitesi artmaktadır.
Dil Altı Damla Aşı Tedavisinde Başarı Oranı Nasıldır?
Alerjik bronşit / çocuk astım hastalarında 8-14 yaş arasında yani ergenlikte hastalığın geçme veya şiddetinin azalma olasılığı vardır. Her iki çocuktan birisi bu hastalığı ergenlikte anlatamamaktadır. Koruyucu ilaç ihtiyacı devam etmektedir.
Çocuk astımında aşı tedavisi ile hastalığın atlatılma olasılığı % 80-90’ın üzerine yükselmektedir.
Güvenilir bir uygulama olduğundan koruyucu ilaç almak zorunda olan astımlı ve alerjik nezleli tüm hastalar dil altı damla aşıya uygun olup olmadıkları yönünde değerlendirilmelidir ve çocuk bu aşı için uygunsa ailelere bu seçenek sunulmalıdır.
Cilt Altı İğne Aşı Tedavisi (Subkütan İmmünotarapi)
Devamlı ve mevsim öncesi şeklinde yapılabilir. Mevsim öncesi cilt altından yapılan aşılar sadece polen alerjisinde uygulanabilir. Ocak ayından Nisan ayına kadar haftada bir uygulanmaktadır. Devamlı uygulanan aşılar ise başlangıçta en az alerjen içeren konsantrasyonda başlanır. Haftada bir başlanır. Konsantrasyon giderek artırılır.
Daha sonraki aylarda doz aralığı 1 aya kadar çıkılır. Toplam uygulama süresi 3 yıl ile 5 yıl arasında değişmektedir. 5 yaşından sonra uygulanabilir. Ekili bir tedavi yöntemidir. Ancak bu tedavi yöntemi sadece çocuk alerji uzmanları tarafından planlanabilir ve uygulanabilir.
Aksi taktirde tedavi başarısızlıkla sonuçlanabilir daha da önemlisi ciddi kötü sonuçlarla karşı karşıya kalınabilir. Evde veya eczanede uygulanmaz.
Astımlı çocuklara aşı tedavisi neden yapılır?
Astımlı veya alerjik nezleli çocuklarda alerjiye karşı tolerans oluşturmak için kullanılır. Aşı tedavisi ilaç gereksinimini azaltır veya ortadan kaldırır, yeni alerjilerin gelişmesini önler ve hayat kalitesini artırmaktadır. Çocuklarda aşının etkisi yetişkinlere göre çok daha fazladır. Çünkü çocuklarda immun sistem değişim içindedir.
Aşılar nasıl saklanmalıdır?
Buzdolabı rafında veya kapağında saklanabilir 2 ile 8 derece arasında saklanmalıdır. Buzluk veya dipfrize konulmamalıdır. Buzdolabı dışında tutulmamalıdır. Buzdolabı dışında uzun süre tutulursa yapılan aşının etkisi olmaz.
Aşı tedavisinin etkisi ne zaman başlar?
Aşı tedavisinin etkisi tedaviden sonra 6 ayda başlar. Birinci yılın sonunda faydası mutlaka olmalıdır. Birinci yılın sonunda aşı tedavisinin faydası yoksa aşı tedavisi kesilir.
Источник: //www.ahmetakcay.com/astimda-asi-tedavisi-immunoterapi/
Astım Tedavisinde Kullanılan Tedaviler Nasıl Yapılmaktadır?
Astım hastalığı olan kişilere uzman hekimler genel sağlık durumuna bakarak tedavi planı hazırlar. Hastaların bu tedavi planı dışına çıkmadan hareket etmesi gerekir.
Astım Tedavisi
Astım hastalığı nasıl tedavi edilir kapsamında hastanın normal ve aktif bir yaşam sürdürebilmesi için belirtileri kontrol etmek çok önemlidir. Hem yetişkinler hem de çocuklar için astım genelde bir inhaler (nefes alırken akciğerlerinize ilaç aktaran bir cihaz) ile alınan ilaçlarla kontrol edilebilir. Astım nedir nasıl tedavi edilir, kullanılacak ana tedaviler
- Mümkün olduğunca astımdan kaçınmak
- Kısa etkili rahat bırakma inhalörleri, astım semptomlarını kısa sürelik rahatlatmak için solunum gerektiğinde kullanan inhalerler
- Önleyici inhalerler, solunum tüplerinde bulunan iltihaplanmayı azaltmak ve oluşan astım belirtilerini durdurmak adına her gün düzenli şekilde kullanılan inhalerler
- Kombine önleyici ve uzun etkili rahat kesici inhalerler, astım semptomlarının oluşumunu durdurmaya ve solunum borularında daha uzun süre rahatlatma sağlayacak olan inhalerler her gün düzenli şekilde kullanılır.
Uzman doktor astım hastalığı bulunan kişi için kişisel bir astım tedavisi planı hazırlar.
Bu plan ilaçları, ilaçların hakkındaki bilgileri, hastanın sağlık durumunu, nasıl izleneceğini, ilaçların nasıl kullanılacağını ve astım atağı mevcutsa ne yapılması gerektiği hakkında bilgi içermektedir. Bu bilgiler ışığında hareket edildiği sürece sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmek mümkün hale gelir.
Güvenilir inhalatörler
Hasta kişilerin normal ve akut astım tedavisi kapsamında semptomlarını hızlı bir şekilde ortadan kaldırmak için gerektiğinde genelde mavi olan güvenilir inhalerler reçete edilir.
Normalde kısa etkili beta2-agonist adı verilen, solunum yollarını genişleten ve solunumu kolaylaştıran bir ilaçtır.15 dakikadan daha fazla çalışmazlar. Astım hastası olan herkesin rahatlatıcı bir inhalatör olması gerekir ve bu spreyi çok fazla kullanmak gerekmez.
Normal bir önleyici solunum cihazı kullanılıyorsa buna ihtiyaç bile olmayabilir.
İnhalatörü kullandıktan sonra bazı hastalar aşağıdaki sorunları yaşayabilir;
- Hafif el sıkışması (titreme)
- Baş ağrısı
- Kas krampları
- Hızlı, çarpıcı veya çırpınan kalp atışı (çarpıntı)
Bu yan etkiler tehli değildir ve birkaç dakika içinde geçer.
Önleyici inhalatörler
Astım hastalığı tedavisi kapsamında genellikle kahverengi veya turuncu olan önleyici inhalatörlerdir. Astım semptomlarının ortaya çıkmasını durdurmak adına günde iki kez veya ara sıra kullanılır.
Bu ilaçlar inflamasyonu (şişme) ve hava yollarının duyarlılığını azaltarak çalışan steroid ilaçları içerir. Astım semptomları haftada iki kereden daha fazla ise preventer inhaler reçete edilir.
Belirtiler yoksa bile onların düzenli olarak kullanılması çok önemlidir, çünkü solunum tüplerinde bulunan iltihaplanmayı kontrol altında tutarlar. Bunları kullanmayı bırakan hastalarda sağlık durumunda kötüleşme meydana gelir.
Önleyici inhaler kullanırken sık şekilde semptomlar devam ederse uzman doktora başvurmak gerekir. İnhalatörler normal dozlarda kullanıldığında çok güvenlidir ama yüksek dozlarda, özellikle de uzun süreli kullanım yapıldığında yan etkilere neden olabilirler. Yan etkileri içinde;
- Ağız veya boğazda mantar enfeksiyonu
- Ses kısık
- Bir boğaz ağrısı
Diğer Astım Tedavisi Çeşitleri
Semptomları rahatlatıcı ve önleyici solunum cihazları ile doğru şekilde kontrol sağlanmıyorsa aşağıda bulunan tedavilerden birine veya daha fazlasına hastanın ihtiyacı olabilir.
Uzun etkili rahatlatıcı inhalatörler
Uzun etkili rahatlatıcı inhalatörler normal inatçı enhalasyon cihazları ile aynı şekilde çalışma etkileri 12 saate kadar uzar. Bundan dolayı daha az kullanılırlar. Çoğunlukla uzun etkili iltihaplar için verilen bir ilaç ile kullanılmaktadırlar.
Uzun etkili rahatlatıcı inhalatörler her daim önleyici inhalerlere göre sıklıkla tek bir kombine şeklinde kullanılır. Kombinasyon inhalatörleri genelde mor, kestane veya kırmızıdır.
Uzun etkili rahatlatıcılar geçici baş dönmesi ya da kramp gibi kısa süreli yan etkilere neden olabilir.
Tabletler
Önleyici inhaler ve uzun süre etkili bir rahatlatıcı solunum cihazı kullanılmasına rağmen hastanın belirtileri halen devam ediyorsa doktor belirtileri kontrol altına alacak tablet reçete edebilir.
Astım için kullanılan ana tabletler şunlardır:
- Lökotrien reseptör antagonistleri, hava yollarındaki iltihaplanmayı durdurmak adına günde bir kez alınır
- Teofilinler, hava yollarını genişletmek adına günde iki kez alınır.
- Steroid tabletler
Lökotrien reseptör antagonistleri ve Teofilinler
Lökotrien reseptör agonistleri karın ağrılarına ve baş ağrılarına sebep olabilir. Teofilin tabletlerinin yan etkileri arasında bulantı, kusma, titreme ve çarpıntı bulunur.
Farklı kişilerde iyi çalışabilmesi adına farklı teofilin dozlarına ihtiyaç duyulabilir. Doktor kanıdaki ilacın düzeyini ölçmek için periyodik olarak çok yüksek veya çok düşük olmadığını kontrol eder.
Eğer çok düşük düzeydeyse ilaç çalışmayabilir ve eğer çok yüksek düzeydeyse yan etkiler daha çok meydana gelir.
Steroid tabletler
Hastanın yapılan tedavilere rağmen astımı kontrol altına alınamıyorsa uzman doktor düzenli steroid tabletleri reçete edebilir.
Steroidler hava yollarında bulunan iltihaplanmayı azaltan güçlü ilaçlardır. İki şekilde kullanılırlar;
- Şiddetli meydana gelen astım ataklarının geçirilmesi için acil, kısa süreli bir tedavi olarak
- Diğer ilaçlar semptomları yeterli düzeyde kontrol etmezse uzun vadeli bir tedavi olarak
Steroid tabletlerin uzun zamanlı veya sık kullanımı aşağıda bulunan yan etkilere sebep olabilir;
- Osteoporoz (kırılgan kemik)
- Yüksek tansiyon
- Diyabet
- İştah artışı
- Katarakt ve glokom
- Cildin incelmesi
- Kolay morarma
- Kas güçsüzlüğü, özellikle uyluk ve omuz bölgesinde
- Ruh hali değişiklikleri
Çok yaygın bir şekilde meydana gelen iştah artışı hariç istenmeyen yan etkilerin çoğu nadir şekilde olur
Omalizumab (Xolair)
Omalizumab bazı durumlarda alerjiler tarafından tetiklenen sık ağır astım ataklarını önlemeye yardımcı olur. İlacın yan etkileri rahatsız edici boyutta meydana gelirse uzman hekime görüşmek gerekir.
Mepolizumab (Nucala)
Mepolizumab bazı kişilerde ağır astımı kontrol altına almaya yardımcı olan ilaçtır. İlacın yan etkileri ağır şekilde meydana gelirse mutlaka uzman hekime başvurulması gerekmektedir.
(Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading…
Источник: //akciger.info/astim-tedavisi.html
Sistit Bitkisel Tedavisi Nasıl Yapılır? Ne Kadar Sürede Etki Eder?
Sistit Bitkisel Tedavisi konusunda birbirinden faydalı uygulamalar kullanılabilir. Bu tedavi uygulamalarını doktorunuz da sunacak ve iyileşme sağlayacaktır.
İçindekiler
- Sistit Bitkisel Tedavisi Ne Kadar Etkili?
- Doğal Tavsiyeler
Sistit Bitkisel Tedavisi Ne Kadar Etkili?
Sistit, bakteriler sebebi ile idrar yolunda oluşan bir enfeksiyondur. Sistit kadınlarda daha sık görülen bir hastalıktır. Her kadın hayatı boyunca en az bir kere sistit rahatsızlığına tutulur.
Çünkü bayanların idrar yolu erkeklerinkinden daha kısa olduğundan dolayı bakteriler (koli basili, stafilokoklar ya da trachomatis), kadınların idrar yoluna cilt üzerinden daha kolay ulaşmaktadırlar. En yaygın görülen sistit belirtileri ise şunlardır: sık idrara çıkılması, karında batan ve keskin bir acı, idrara çıkıldığı zaman yanma hissi, ateş, genel rahatsızlık, ürperti vs.
En çok görülen sistit nedenleri de şunlardır: prezervatif, diyafram, sperm öldürücü jel gibi harici doğum kontrol yöntemlerinin kullanılması, uzun süreli ya da sert cinsel ilişki sonucu idrar yolunda oluşan yaralar, menapoz ya da gebelik sebepli hormonal değişiklikler, tuvaletiniz geldiğinde idrara çıkmamanız (uzun süre idrarın tutulması), prostat iltihabı.
Doğal Tavsiyeler
Bol bol sıvı tüketilmelidir. İlk enfeksiyon belirtisi ortaya çıktıktan daha sonra, her saat en az bir bardak su içmek gerekmektedir. Bu neticede mesanenin temizlenip sistite sebep olan bakterilerden kurtulmak mümkün olabilir. Tuvalet geldiği zaman, tuvalete gitmek için çok beklenilmemelidir.
Eğer uzun süre bekletilir ise, üretilen idrarı tutabilmek için mesanenin genişlemesi gerekecektir. Bu durumda mesanenizin idrarı atacak gücü olmayacak ve mikroplar idrar yolunuzda kalacaktır. Rahatsız bölgeye ısı uygulanmalıdır. Karnın altına, sancının en sık olduğu yere sıcak su torbası koyulmalıdır.
Oturarak banyo yapılmalıdır. Eğer yanma hissiyatı çok fazla ise, ılık suyun içine oturarak banyo yapmak doğru olacaktır. Hamile kadınların gebelik döneminde bunu yapması, düşüğe neden olabileceği için önerilmemektedir.
Doğal çözümler ile evde şifalı bitkisel çayı tüketebilir ya da yine evde bu hastalık icin bitkiler ile cozumler bulmaya devam edebilirsiniz.
Cinsel ilişki sırasında hijyene çok önem gösterilmelidir. Cinsel ilişkiden önce eşin genital temizliğinin tam olduğundan emin olmak gerekmektedir. Aynısı karşı taraf için de geçerlidir. Pamuklu iç çamaşırı giyilmelidir. Bilhassa kadınlar için bu önemli bir tavsiyedir.
Çünkü bayanların iç çamaşırı ile olan temasları daha fazladır. Daha geniş iç çamaşırları, genitallerin nefes almasını izin verip daha kuru olmalarını sağlarlar. Erkekler için de en iyisi boxer giymektir. Alkollü içecekler tüketilmemelidir. Alkol İdrar yolunu rahatsız edeceğinden dolayı zararlıdır.Bu yüzden sistitiniz var ise ya da çok sık sistit oluyorsanız alkol tüketmemeniz gerekir.
Sistit hastalığı olan bayanlara bitkisel tedavi kürü şu şekildedir; 1 bardak su, 1 tatlı kaşığı karabaş otu, 1 tatlı kaşığı melisa. Örneğin karabaş otu kürü hazırlanışı: Su kaynatılıp karabaş otu içine atılır. Karabaş otu kaynayan suya ilave edildikten sonra 3 dakika daha kaynatılmaktadır. Su sıcakken süzülür ve ılıkken içilmektedir.
Melisa kürünün hazırlanışı: Su kaynatılarak melisa içine atılır. Melisa kaynayan suya ilave edildikten sonra 3 dakika daha kaynatılır. Su sıcakken süzülür ve ılıkken içilir. Tedavinin ilk 3 gününde karabaş otu kürü, 4-5 ve 6.
gün melisa kürü uygulanır. Sonraki 3 günde yine karabaş otu kürü ve sonraki 3 günde melisa kürü uygulanır. 21 gün süre ile hazırlanan kürü günde 3 defa içerek bu tekrar yapılmalıdır.
Ayrıca maydanoz kürüyle de bu hastalık tedavi edilir.
Kızılcık suyu, organik olan kızılcık suyu idrar kesesi iltihabının önlenmesinde etkili bir yöntemdir. Fakat kızılcık suyu tek başına tedavi olarak kullanılamamaktadır. Meyve ve sebze tüketimini artırıp, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir.
Yaban mersini suyu, araştırmalar sonucunda koli basilini temizlemek için yaban mersini suyu kullanılabileceği gözlemlenmiştir. Zararlı bakteriler, yaban mersini suyu sayesinde vücuttan atılmaktadır.
Elma sirkesi, günlük içilen su içerisine yalnızca bir iki çay kaşığı kadar elma sirkesi atılması, bakterilerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olmaktadır.
Sistit hastalığına iyi gelen doğal uygulamalar bu şekildedir ve nasıl kullanılacağına dair tüm bilgiler sizlerle paylaşılmıştır.Makale beğendiniz mi? (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading…
Источник: //bobrekagrisi.com/idrar-yolu-hastaliklari/sistit-bitkisel-tedavisi
Sistit Belirtileri Bitkisel Tedavi
sistit belirtileri bitkisel tedavi
Sistit bakteriyel bir enfeksiyon sonucunda idrar kesesinin iltahaplanmasıdır. Bu durum idrar yolu enfeksiyonu olarak adlandırılır. Sistit her yaş grubunda (çocuklar da dahil) görülebilen ve ciddiye alınması gereken bir hastalıktır.
Damla damla idrar yapma, idrar yaparken yanma hissi, idrar yapmada zorlanma, sık idrara gitme gibi sistit belirtileri ile ortaya çıkar. Sistit cinsel hayatı olmayanlarda görülmez şeklinde yaygın ve yanlış bir inanış vardır.
Her ne kadar cinsel hayatla birlikte bakterilerin mesaneye girişi kolaylaşsa da cinsellik dışında sistitin birçok nedeni vardır.
Sistit söz konusu olduğunda mutlaka üroloji hekimine başvurulmalı. Tedavi edilmezse idrarda kanama, böbreklerde enfeksiyon gibi daha ciddi hastalıklara yol açabilir.
Sistit Neden Olur
Sistit çoğunlukla mide – bağırsak yolunda bulunan e.coli adındaki bakteriden kaynaklanır. Bu tür bakteriler genellikle idrar yolundan atılır. Nadiren bu bakteriler mide duvarına yapışır ya da çok hızlı çoğalarak bir kısmı mesanede kalır.
Sistit daha nadir olarak bakterilerden kaynaklanmayan vücudun ışın tedavisine, ilaçlara tepki vermesi gibi farklı nedenlerden de ortaya çıkabilir. Sistite nedeninin bilinmesi sistit tedavisi açısından oldukça önemlidir.
Sistite neden olan faktörler yaygın olarak aşağıdaki gibidir.
- Naylon, sıkı iç çamaşırları.
- Uzun süreli oturma.
- Stres kaynaklı sebepler.
- Tuvalet temizliğine özen göstermemek, temizli arkadan öne doğru yapmak.
- Cinsel ilişki.
- Islak mendiller, vücut şampuanları ve sabunlar gibi kimyasallar.
- Taş veya mesane büyümesinden kaynaklanan mesane yolu tıkanıklığı.
- Çeşitli nedenlerle idrarın tam boşalmaması.
- Genital bölgenin fazla kuru olması.
- Hamilelikten kaynaklanan hormonal değişiklik ve mesaneye baskı uygulanması.
- Menapoz dönemindeki östrojen hormonu eksikliği.
- Diyabet.
- Yapısal problemler.
Sistit Belirtileri
Sistit belirtileri ni aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- Bir anda gelen acil idrara çıkma hissi.
- Çok sık idrara çıkma.
- Az idrar gelmesi ve idrarın tamamının yapılamadığı hissi.
- İdrar yaparken yanma hissi.
- Mesanede hassasiyet ve ağrı olması.
- Kokulu veya bulanık idrar gelmesi.
- Yorgunluk hissi.
- Cinsel ilişki esnasında ağrı.
- İdrarda kan görülmesi.
- Ender olarak da yüksek ateş.
Erkeklerde Sistit
Sistit genellikle kadın hastalığı olarak algılansa da erkeklerde de zaman zaman görülebilir.
Kadınlarda daha yaygın görülmesinin nedeni kadınların mesane kanalının daha kısa olması ve bu nedenle bakterilerin mesaneye daha kolay ulaşmasıdır.
Erkeklerde sistit belirtileri acil tuvalete gitme isteği ve sık idrar gelmesi, kötü kokulu ve bulanık idrar, nadiren de kanlı idrar gelmesidir. Erkeklerde sistit tedavisi oldukça kolaydır.
Hamilelerde Sistit
Hamilelerde zayıflayan vücut direnci, hormonal değişimler, büyüyen rahim tarafından mesaneye baskı uygulanması ve mesaneye daha çok idrar birikmesi gibi nedenlerden hamilelerde sistit görülebilir. Hamilelerdeki sistit belirtileri diğer hastalarla aynıdır.
Hamilelerde diğer hastalarda kullanılan antibiyotikler kullanılmaz. Hamileler için güvenilir sınıf olan ve bebeğe zarar vermeyen özel sınıf antibiyotikler kullanılır. Hamilelikte ilaç kullanımı konusunda çok dikkatli davranılmalı.
Bu nedenle hamileliği takip eden doktor tavsiyesi olmadan ve doktorun belirlediği süre dışında ilaç kesinlikle kullanılmamalıdır.
Sistit Kendi Kendine İyileşir Mi
Vücudun enfeksiyonlarla mücadeleden galip çıktığı ve antibiyotik kullanmadan sistitin geçtiği çok nadir görülür. Çoğu zaman antibiyotik tedavisi uygulanmadan sistitin iyileşmesi mümkün olmaz.
Bitkisel tedavilerle sistitten kurtulmaya çalışmak sonuç vermeyebilir. Enfeksiyona sebep olan durum değişmediği sürece sistit tekrar tekrar görülür.
Bu nedenle sistit belirtileri görüldüğünde doktora gidilmelidir.
Sistit Tedavisi
Sistit genellikle bir enfeksiyon hastalığı olduğundan antibiyotik tedavisi uygulanır. Sistit tedavisi başlamadan önce gerekli tahliller yapılır. Tahlil sonuçları çıkana kadar idrar yolları enfeksiyonlarında etki gösteren bir antibiyotik tedavisi uygulanır. Çıkan sonuçlara göre gerek görülürse bu antibiyotikler ve dozu değiştirilir.
Antibiyotikler kullanılmaya başlandıktan sonraki 48 saatlik sürede sistit belirtileri diner. Buna karşılık doktorun tavsiye ettiği süre boyunca antibiyotik kullanımına devam edilmelidir.
Belirtilerin dinmesi enfeksiyonun tamamen geçtiği anlamına gelmez. Antibiyotiğin erken kesilmesi sistitin daha şiddetli tekrarlamasına neden olabilir.
1 veya 2 haftalık antibiyotik tedavisi sistitin tekrarlama ihtimalini düşürür.
Cinsel ilişki sonrası ve sık yaşanan sistitlerde uzun soluklu (birkaç ay sürebilecek) koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanabilir.
Sistitten Korunma Yolları
- Tuvalet sonrasında vajinal ve rektal bölgedeki bakterilerin idrar yoluna girmesini engellemek amacıyla önden arkaya doğru silinilmeli.
- Mesanedeki bakterilerin dışarı atılması amacıyla sık tuvalete gidilmeli.
- Cinsel ilişki sonrasında idrarın yapılması bakterilerin atılmasını sağlayacaktır.
- Gün içerisinde bol su (8 bardak) içilmeli.
- Çok fazla alkol, sigara, çay ve kahve tüketilmemeli.
- Nem bakteri üretimini kolaylaştırır. Bu nedenle naylon ve dar iç çamaşırı giyilmemeli. Genital bölge uzun süre nemli tutulmamalı.
- Pamuklu iç çamaşırı kullanılmalı ve her gün değiştirilmeli.
Sistit Bitkisel Tedavi
Sistit rahatsızlığı olan kadınlara Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen sistit bitkisel tedavi kürü:
Malzemeler:
sistit bitkisel tedavi
- 1 bardak su
- 1 tatlı kaşığı karabaş otu
- 1 tatlı kaşığı melisa
Karabaş otu kürü hazırlanışı: Su kaynatılarak karabaş otu içine atılır. Karabaş otu kaynayan suya ilave edildikten sonra 3 dakika daha kaynatılır. Su sıcakken süzülür ve ılıkken içilir.
Melisa kürünün hazırlanışı: Su kaynatılarak melisa içine atılır. Melisa kaynayan suya ilave edildikten sonra 3 dakika daha kaynatılır. Su sıcakken süzülür ve ılıkken içilir.
Tedavinin ilk 3 gününde karabaş otu kürü, 4-5 ve 6. gün melisa kürü uygulayın. Sonraki 3 günde yine karabaş otu kürü ve sonraki 3 günde melisa kürü uygulayın. 21 gün süreyle hazırlanan kürü günde 3 defa içerek bu tekrarı yapın.
İnterstisyel Sistit
Bakterilerin sebep olmadığı ve kesin nedeni tam olarak bilinmeyen bir sistit türüdür. Çevre, bağışıklık sistemi ve alerjik faktörler interstisyel sistit sebebi olabilir. Bakteri kaynaklı sistit olmadığı için antibiyotik tedavisi çözüm olmaz.
Belirtileri diğer sistit belirtileri ile benzerdir. Sık ve acil tuvalete gitme isteği çok yoğun yaşanır ve sosyal hayatı olumsuz etkiler. İnterstisyel sistit te öne çıkan belirtilerden biri de mesane ağrısıdır.
Bu tür durumlarda ağrı oldukça tuvalete çıkmak rahatlık verir ve ağrıyı azaltır.
İnterstisyel Sistit Teşhis ve Tedavisi
İnterstisyel sistitte bakteri ve mantar kültürleri, idrara tahlili ve idrar yolunun ışıklı kamerayla incelenmesi ile teşhis konulur.
İnterstisyel sistit tedavisi uzun soluklu ve sabır isteyen bir süreçtir. Günümüzde hastalığı tamamen iyileştiren tedaviler uygulanamasa da belirtilerin azaltılması ve hastanın rahatlatılarak günlük aktivitelerini daha rahat yapması yönünde tedaviler uygulanır.
Teşhisin ardından hastaya ağızdan ilaç verilmesi, ozon tedavisi, lazer tedavisi, mesaneye ilaç verilmesi ve botoks gibi tedavi yöntemleri uygulanır. Bu yöntemlerden hangisi hastaya daha iyi geliyorsa o yönteme devam edilir.
İnterstisyel sistitte tedavi yöntemleri hastadan hastaya farklılık gösterdiğinden kulaktan dolma bilgilerden ve doktor tavsiyesi dışındaki ilaçlardan kaçınılmalıdır.Источник: //saglikloji.com/sistit-belirtileri-bitkisel-tedavi/
Astım Gelişmiş Toplumlarda Giderek Artıyor
Göğüs Hastalıkları (Akciğer Hastalıkları)
Memorial Ataşehir Hastanesi
Günümüzde astım ve alerjik hastalıklar, özellikle gelişmiş toplumlarda artış gösteriyor.
Daha ilkel toplumlar enfeksiyonlarla savaşıp alerjinin neredeyse adını bile bilmezken, “steril” büyüyen insanlar, daha çok alerjiye yakalanıyor.
Sadece aşırı hijyen değil, zamanla beslenme alışkanlıklarımızın değişmesi, doğal gıdalardan uzaklaşıp katkı maddesi içeren yiyecekler yememiz, alerjenlere daha çok maruz kalmamız da sebep olmaktadır.
Uzun süreli, hatta hayat boyu sürebilen bir rahatsızlık olan astım, uygun tedavi ve düzenli muayeneler ile kontrol altına alınabilmekte ve tamamen normal bir yaşantı sürmek mümkün olabilmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanları 4 Mayıs Dünya Astım Günü’nde astım hastalığını tetikleyen faktörler ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Bu belirtilere dikkat!
- Nefes darlığı
- Hırıltılı/hışıltılı solunum
- Islık sesi şeklinde solunum
- Hava açlığı
- Öksürük (özellikle gece ya da sabaha karşı)
- Koyu kıvamlı, yapışkan, genellikle az miktarda balgam
Astım bulaşmaz
Astım, havayollarının mikrobik olmayan iltihabi bir hastalığıdır. Astımlı hastaların havayolları normale göre daha duyarlı olup tetikleyici faktörlerle geri dönüşlü olarak daralmaktadır. Astım, genetik faktörlerin altta yattığı, çevresel faktörlerle tetiklenebilmektedir. Bir enfeksiyon hastalığı olmadığından bir kişiden diğerine bulaşması asla söz konusu değildir.
Astım gelişimi için risk faktörleri
- Kalıtsal yatkınlık (ailede astım hastalığı olması)
- Bazı meslekler (marangozluk, doğramacılık, mobilyacılık, fırıncılık, kuaförlük, sağlık personeli, veterinerlik, kümes hayvanı yetiştiriciliği, lehimcilik, kaynakçılık, dökümcülük, çiftçilik, plastik/kauçuk/kimya/ilaç endüstrileri, çay/tütün üretimi, demiryolu işçiliği, itfaiyecilik, kuru temizleyicilik, temizlik işinde çalışma)
- Bebeklikte alerji yapan maddelere yoğun maruziyet
- Özellikle ilk 2 yaşta ağır solunum yolu hastalıkları
- Gebelikte annenin sigara içmesi (bebek için risk faktörü)
- Ebeveynlerin sigara içmesi
- Anne karnındayken bebeğin yetersiz beslenmesi ve düşük tartılı doğması
Şikayetiniz olmasa da kontrolü bırakmayın
Önemli olan, astımlı hastanın şikayeti olmadığı dönemde dahi kontrolü bırakmaması ve hekiminin gerekli gördüğü ilaçları kullanmaya devam etmesidir; çünkü belirtiler olmadığı zamanlarda bile astımlı hastaların havayollarındaki iltihabi olay, varlığını sürdürmektedir. Erken evrede dönemsel olan astım şikayetleri, eğer düzenli ve yeterli tedavi alınmazsa süreklilik kazanabilmekte, havayollarında kalıcı değişiklikler meydana gelmektedir. Bu aşamada astımın tedavisi zorlaşmakta ve hasta daha çok ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır.
Kullanılan spreyler bağımlılık yaratmaz
Sprey ya da kuru toz şeklinde ilaçların uygulanması, bağımlılık yapması söz konusu değildir. Bu konudaki yaygın inanışının tam tersine, tüm ilaç uygulama şekilleri arasında en zararsızıdır denebilir.
Ağızdan (tablet ya da kapsül) ve enjeksiyon şeklinde (damardan ya da kas içine) ilaç uygulandığında, verilen doz kana karışır, tüm vücuda yayılır. Oysa sprey/kuru toz uygulayıcıları kullanıldığında, sistemik uygulamaya göre çok daha küçük miktarda ilaç (mikrogram düzeyinde) verilmektedir.
Bunun sebebi; ilacın hedef bölgeye vücutta dolaşmadan, doğrudan ulaşmasıdır. Bu yolla ilaç verilmesinin bağımlılık yapması söz konusu değildir. Astım tedavisinde kullanılan ilaçların akciğerleri “kurutması” mümkün değildir.
Uzun araştırmalar sonucu geliştirilmiş olan bu ilaçları hekiminiz, her ilacı olduğu gibi, olası yarar ve zararını göz önünde bulundurarak vermektedir.
Astımın asıl tedavisi alerji aşılarıdır
Alerji aşıları, ancak belli bir yaş grubundaki ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan hastalarda uygulanır. Bu kararı ancak bir alerji uzmanı vermelidir. Ne yazık ki, günümüzde pek çok astım hastası, aşıyı astımlarını ortadan kaldıracak bir kurtarıcı olarak görmektedir.
Aşı sadece belli bir alerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırabilir. Oysa her astım, alerjik olmadığı gibi; alerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olamaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı tedavi edilmelidir.
Çünkü aslında geri dönüşlü belirtileri olan astım hastalığı uygun şekilde tedavi edilmediğinde akciğerlerde kalıcı hasar bırakabilmektedir.
Astımlı hasta spor yapabilir
Doğru tedavi edilen ve iyi takip edilen astım, kişinin hayatını etkilemez. Astımlı hasta, doktorunun önerisi doğrultusunda spor yapabilir.
Yalnızca, bazı hastalarda spor öncesi nefes açıcı ilaç kullanımı gerekli olabilir.
Bunun yanında, spordan ziyade; örneğin çok tozlu bir spor salonu ya da aşırı su buharı ile dolu kapalı bir havuz hastanın şikayetlerini başlatabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hamilelikte doktor kontrolünde ilaçlar kullanılabilir
Astımlı hastaların yaklaşık üçte birinde gebelik sırasında astım belirtileri hafifler, üçte birinde değişmez, üçte birinde ise kötüleşir. Daha önce de belirtildiği gibi, sprey şeklindeki ilaçların neredeyse hiç yan etkisi yoktur.
Bu nedenle gebelikte doktor önerisi doğrultusunda güvenle kullanılabilirler. Bebeğe asıl zarar verecek olan hekimin kontrolü altında verilecek olan ilaçlar değil, annenin astıma bağlı tedavi edilmemiş sorunlarıdır.
Bu nedenle, astımlı hastaların gebelik boyunca hekim kontrolünde olmaları gerekmektedir.
Güncellenme Tarihi: 08 Mayıs 2012 | Yayınlanma Tarihi: 08 Mayıs 2012 |
Benzer Sağlık Rehberleri
Источник: //www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/astim-gelismis-toplumlarda-giderek-artiyor/