Diz Eklemindeki Kireçlenmeler ve Tedavi Yöntemleri
Dizdeki kireçlenmeye kök hücre yöntemi (Kireçlenme tedavisi)
Diz kireçlenmesi artık sadece ileri yaştaki kişilerin değil, çağımızın önemli problemi olan obezitenin yaygınlaşması ve kontrolsüz yapılan sporlar nedeniyle 35 yaş altındaki kişilerin de sorunu olmaya başladı. Diz kireçlenmesinin günümüzde kesin bir tedavisi ise maalesef henüz mümkün değil.
Egzersizden ilaçlara, fizik tedaviden eklem içi enjeksiyonlara, son aşamada ise ameliyata kadar pek çok yönteme başvurularak hastanın yakınmalarının hafifletilmesi amaçlanıyor. Güzel haber ise tıp dünyasında son yıllarda kök hücre tedavisi üzerine yapılan çalışmaların diz kireçlenmesi tedavisinde umut vermesi.
Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr.
Alper Kaya kök hücre yönteminin diz kireçlenmesinde henüz kesin bir çözüm sunamasa da diğer yöntemlerle sonuç alınamayan hastalarda şikayetlerde azalma ve eklem hareketlerinde artma gibi fonksiyonlarda düzelme sağladığını belirterek “Kök hücre tedavisi gibi biyolojik tedavilerin yakın bir gelecekte daha fazla kullanılacağını düşünüyoruz” dedi.
MERDİVEN İNİP ÇIKARKEN AĞRIYORSA DİKKAT!
Dizdeki kireçlenmenin en temel belirtisi ağrı oluyor. Önce dize yüklenmeyle, merdiven inip çıkmayla, hareket etmekle belirginleşen ağrı giderek istirahatte de oluşmaya başlıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr.
Alper Kaya gittikçe şiddetlenen ağrıya ilerleyen zamanda hareket kısıtlılığının da eklendiği uyarısında bulunarak diğer belirtileri şöyle sıralıyor:
“Diz çevresinde şişlik, ses gelmesi, takılma, kilitlenme gibi yakınmalar da gelişebiliyor. Daha da ileri aşamalarda dizde eğrilme sorunu da ortaya çıkıyor.
Oluşan bu tablo sonucunda hastalar her gün ağrı kesici ilaçlar kullanmak zorunda kalıyor, evden dışarıya çıkamaz hale gelebiliyor.”
İLERLEYEN AŞAMADA AMELİYAT GEREKEBİLİYOR
Dizdeki kireçlenmenin tek bir tedavisi yok. Tedavi kararı hastanın yaşı, ağrının şiddeti, günlük aktivitelerin etkilenme durumu, hastanın diğer hastalıkları ve sosyal durumu göz önüne alınarak veriliyor.
Hastalığın başlangıç aşamasında diz çevresi kaslarını güçlendiren egzersizler, kilo verilmesi ve ağrı kesiciler yararlı ve yeterli olabiliyor. Kıkırdak destekleyici ilaçlar da hastaların bir kısmında ağrıyı azaltabiliyor.
Ayrıca fizik tedavi uygulamaları ve eklem içi enjeksiyonlar yapılabiliyor.
Daha ileri aşamadaki veya önceki tedavilerin yetersiz kaldığı hastalarda kapalı yöntemle yapılan artroskopi ameliyatı, kemik yük taşıma ekseninin bozulduğu durumlarda bu ekseni düzelten kemik ameliyatları yapılabiliyor. Kireçlenmenin daha fazla olduğu ve kemik yüzeyinde hiç kıkırdak dokusu kalmadığı durumlarda ise protez ameliyatları gerekiyor.
KÖK HÜCRE YÖNTEMİ NASIL?
Kök hücreler özellikle kemik iliği ve yağ dokusunda hem bol yer alıyor, hem de bu bölgelerde elde edilmeleri göreceli olarak daha kolay oluyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr.
Alper Kaya kök hücre tedavisinin hastanın ameliyathaneye girmesine ve hastanede yatmasına gerek kalmadan aynı gün içinde yapılabildiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:
“Lokal anestezi veya sakinleştirici anestezi altında yapılan işlemde kök hücreler hastanın kemik iliğinden veya karın yağlarından küçük bir işlemle alınıyor ve laboratuvarda çoğaltılıyor. Çoğaltma işlemi birkaç saat sürüyor. Bu sırada hasta kök hücre uygulama ünitesinin dinlenme odasında dinleniyor. Çoğaltılan kök hücreler diz eklemine aynı gün sıvı şeklinde enjekte ediliyor. Hasta işlemin ardından yine aynı gün taburcu ediliyor.”
YAKINMALARI HAFİFLETİYOR
Kök hücre, farklı hücrelere dönüşme ve çoğalma yeteneğine sahip özel hücrelere deniyor. Vücudun kemik iliği, yağ gibi çeşitli dokularında bulunan kök hücrelerin hasarlı kıkırdak doku üzerinde yer edinerek yeni kıkırdak hücrelerine dönüştüğü ön görülüyor.
Kök hücrelerin ayrıca bazı maddeler salgılayarak kıkırdak yıkımını azalttığı düşünülüyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr.
Alper Kaya bu dönüşümün gerçekleştiği oranda da hasarlı bölgede onarım ve bu sayede de hastanın şikayetlerinde azalma beklendiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam ediyor:
“Sorun tümüyle ortadan kalkmasa da yapılan araştırmalar hastaların ağrı şikayetlerinde azalma ve eklem hareketlerinde artma gibi günlük aktivitelerinde düzelme sağlayacak kadar iyileşme olabildiğini gösteriyor. Ancak kök hücre tedavisi ümit veren bir tedavi olmakla birlikte daha çok araştırma ve kanıt gerektiriyor, gelecekte daha kesin sonuçlar göstereceği öngörülüyor.”
HANGİ DURUMLARDA BAŞVURULUYOR?
Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Alper Kaya kök hücre tedavisinin hangi durumlarda başvurulduğunu şöyle açıklıyor: “Kök hücre yöntemine ameliyatsız yöntemlerin denenmesine rağmen sonuç alınamamış hafif veya orta dereceli kıkırdak aşınması olan kireçlenme durumunda alternatif bir tedavi olarak başvurulabilir. Ayrıca daha genç yaşta olan ve sadece belli bir bölgede kıkırdakta herhangi bir nedenden kıkırdak kaybı olan hastalarda, kök hücre özel bir sentetik doku içinde hasarlı kıkırdak bölgesine ameliyatla yerleştirilerek de kullanılabiliyor. Kök hücre yöntemi protez ameliyatı gerektiren çok ilerlemiş kireçlenmelerde iyileşme sağlamıyor, dolayısıyla uygulanması önerilmiyor. Ancak hangi hastaya uygulanabilirliği hekimin öngörüsüyle değişebiliyor.”
Источник: //www.posta.com.tr/dizdeki-kireclenmeye-kok-hucre-yontemi-kireclenme-tedavisi-1334707
Kireçlenmeye Ne İyi Gelir? Kireçlenme Tedavisi İçin Bitkisel Çözüm Önerileri
Yaşa bağlı olarak bu sorunun yaşanması söz konusudur. Genel olarak belirli bir yaştan sonra kemikler arasında kireçlenmelerin yaşanması gözlemleniyor. Bu durum hareketlerin de kısıtlanmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden tedavisinin yanı sıra doğal çözüm önerileri de ortaya atılmıştır.
Kireçlenmeye ne iyi gelir konusunda bu çözüm önerilerini değerlendirebilirsiniz. Özel yağlar ile uygulamaların olması kireçlenen bölgenin eski işlevini kazanmasını mümkün hale getirmektedir. Bu yüzden de kireçlenme sorunu yaşayanların doğal yöntemlere sıklıkla başvurduklarını göreceksiniz.
Kireçlenme İçin Bitkisel Yollar
Önerilen bitkisel yollar tedavi sürecinde sizlere destek olmaktadır. Ancak doktorunuz eşliğinde bu yöntemleri değerlendirmeniz faydalı olacaktır. Başta bilgi almanız en doğrusudur.
Devamından da bu yöntemlere başvurarak kireçlenmelerden en kısa sürede kurtulabilirsiniz. Kirenlenmeye ne iyi gelir diye soranların birkaç özel yağ üzerinden tedavilerini desteklemesi söz konusudur.
Buradan sizlere önerilenler ise şu şekildedir;
- Okaliptüs; Özellikle şişkinr adına bir hayli faydası olan bitkiler arasındadır. Okaliptüs hem bitkinin özünden hem de yapraklarından elde edilen yağ özüdür. Bu yağ ile masaj yaparak soruna çözüm bulabilirsiniz. Kireçlenmelerden kaynaklı şişkinliklerin kısa sürede sona ermesi için bu yağı kullanmalısınız.
- Aloe Vera; Eklem ağrılarına yönelik bu ürünün kullanımı bir hayli faydalı olmaktadır. Özellikle masaj yoluyla gün içerisinde kireçlenen bölgelere uygulayabilirsiniz. Sürdükten sonra ağrıların da son bulması söz konusudur. Eklem sorunları yaşayanların sıklıkla aloe vera üzerinden çözüm buldukları biliniyor.
- Yeşil Çay; Özel çay tüketimlerinin de eklem ağrılarına ve şişmelerine faydalı olduğu görülüyor. Kısmen de olsa kireçlenme adına çözüm bulabilirsiniz. Nitekim burada uzmanların tedavi yöntemlerinden de yola çıkmalısınız. Beraber ele alarak sorunun ortadan kalkmasını mümkün hale getirebilirsiniz.
- Zencefil; Günde sadece 1 bardak şekersiz olarak tüketilmesi bildiriliyor. Zencefil pek çok hastalığa iyi gelen bitkiler arasındadır. Bunlar arasında kireçlendirmenin de olduğunu göreceksiniz. Sorunun minimum seviyeye inmesi adına 1 kere demleyerek içebilirsiniz. Kireçlenme sonucu oluşan şişkinliklerin de son bulması sağlanmaktadır. Bu yüzden günde 1 kere içmeniz faydalı olmaktadır.
Kireçlenmelerde dikkat edilmesi gerekenler olarak da bir takım durumlar bulunuyor. Örneğin ağrı ya da şişkinlik şikayetleri olanları hemen doktora başvurmaları gerekmektedir. Erken teşhisler sonucunda ilerlemesi sağlanıyor. Bu yüzden tedavinin erken başlaması da söz konusudur. Fizik tedavi yöntemleri üzerinden de şikayetlerin en aza indirilmesi esas alınmaktadır.
Burada bireylerin kilo problemleri yaşamamaları önemlidir. Özellikle fazla kilolu olanların tedaviden daha geç sonuç almaları gözlemleniyor. Bu yüzden yediklerinize ve içtiklerinize de dikksy etmelisiniz. Hatta egzersiz yapmanız gerekmektedir.
Özellikle yapılan yürüyüşler sayesinde eklemlerin daha güçlü olması ve kireçlenmemesi ilerlemesi söz konusudur. Tüm bu değerlendirmeler sayesinde kireçlenmelerin son bulması esas alınmaktadır. Uzman doktorlar sayesinde de sizlere önerilen verilecektir.
Bu talimatlar üzerinden ilerleyerek sorunun çözülmesini sağlayabilirsiniz.
Eklem ağrıları, zor çalışma şartları ile daha fazla oluşabilmektedir. Buna bağlı olarak da kireçlenme yaşanmaktadır. Özellikle kırklı yaşlardan sonra bu eklem sorunları oluşmaktadır.Kemiklerdeki kalsiyumunun azalması ve kemik oluşum sorununa bağlı olarak kireçlenme baş gösterebilir. Genelde bel, diz, bilek, omuz, kalça ve diz bölgesinde görülen kireçlenmeler için doktora başvurmanız gerekebilir.
Bu kireçlenmeler artırılmadan tedavi edilebilir ya da kontrol altına alınabilir. Bu nedenle belli bir yaşı geçtikten sonra muayeneye gitmekte fayda vardır.
Feridun Kunak’tan Doğal Çözümler
Kireçlenmeye ne iyi gelir Feridun Kunak tarafından doğal yollarla cevaplanmış bir sorudur. Doktor tedavisinin yanı sıra bu doğal yöntemleri de evde deneyebilirsiniz. İşte Kunak’ın tarifi ile doğal yöntemler:
Yumurta Kürü: Bu kür, kemik erimesine ve diz problemlerine doğal olarak da kireçlenmeye iyi gelmektedir. Lazım olan malzemeler şu şekildedir:
- 40 limon
- 20 diş sarımsak
- 10 tane yumurta kabuğu
- Bir kaşık toz zencefil
- Bir avuç kaparı bitkisi
Öncelikle limonların suyunu sıkın. Daha sonra dövülmüş sarımsaklarla beraber cam bir kavanoza ekleyin. Kapariyi blenderda çekin ve toz zencefille beraber karışıma ilave edin. Yumurta kabuklarını da blenderda çekin ve ilave edin. Bu karışımı buzdolabında bir hafta beklettikten sonra her gün kahvaltıda bir bardak için. Kireçlenmeye iyi geldiği gibi ağrılarınızı da azaltacaktır.
Çamur ve Masaj Yağı: Bu karışım ile kireçlenme nedeniyle oluşan ağrılarınızı dindirebilecek ve kireçlenmeye doğal çözüm bulmuş olacaksınız.
- Bir kaşık deniz tuzu veya turşuluk tuz
- İki kaşık kil
- İki kaşık buğday kepeği veya irmik
- Bir kapak menekşe yağı
- Bir kapak biberiye yağı
- Biraz maden suyu
Maden suyu haricinde tüm malzemeleri bir kapta karıştırın ve bulamaç haline getirin. Maden suyunu çamur kıvamını yakalayana kadar yavaşça ilave edin. Ocakta dayanabileceğiniz sıcaklığa gelene kadar ısıtın.
Daha sonra bu karışımı ağrıyan bölgeye sürerek bir streç filmle sarın. Soğuduktan sonra bölgeyi yıkayın. Eğer uyguladığınız yerde varis bulunuyorsa bunu göz önünde bulundurarak o bölgeye sürmeyin.
Ağrılarınız tam tersine arttıysa karışımı soğuk olarak uygulayın.
Alabalık Yağı: Bu yöntemle de kireçlenme ve ağrısının önüne geçebilirsiniz. Bir adet orta boy alabalığın içini kılçığını ayırmadan temizlemelisiniz. Bir kavanozun içine koyularak sızma zeytinyağını ekleyin.
Bir litre kadar zeytinyağı koyduktan sonra bir kaşık sirke ve limon suyu katın. Karıştırdıktan sonra ağzını bezle kapatın. Bir hafta serin bir ortamda sakladıktan sonra karışımı süzerek ağrının bulunduğu bölgelere masaj yaparak uygulayın.
Alabalık bulunamadıysa alabalık yağı alınarak da bu işlem yapılabilir.
Kireçlenmeye ne iyi gelir Feridun Kunak tarifleri ile bu şekilde cevaplanmıştır. Siz de evinizde doktorunuzdan gördüğünüz tedavinin yanında bu doğal yöntemleri deneyerek ağrılarınızdan ve kireçlenme sorununuzdan kurtulabilirsiniz. Feridun Kunak’ın tariflerinden memnun kalacağınıza emin olabilirsiniz.
Yaygın ve kronik bir eklem hastalığı olan kireçlenme özellikle 65 yaş ve üzeri kişilerde sıkça görülen bir rahatsızlıktır. Kireçlenmeye ne iyi gelir Maranki çözümü öncesinde bu hastalığın belirtilerine kısaca değinmekte yarar var.
Sorun olan yerde tutulma ve ağrı olması ilk ve en önemli belirtilerdir. Genelde bel, kalça, dizlerde kendini belli eder. Yürüme, merdiven çıkma, bir eşyayı yerinden kaldırma gibi işlemlerde zorlanma görülebilir.
Şayet el parmaklarında kireçlenme sorunu varsa, elle bardak vs. tutmak zorlaşır.
- Genler
- Kilo-obezite
- Yaralanma, aşınma
- Hatalı spor yapma
- Diyabet
- Aşırı demir yükü
Tiroid bezinin az çalışması bu hastalığın nedenlerinden bazılarıdır. Kireçlenmeye İyi Gelen Tedavi Yöntemi Maranki Kireçlenmeye iyi gelen Maranki çözüm önerileri şu şekilde sıralanabilir:
- İspirto kürü: Bir litre beyaz ispirto ve 4 tane kesme şeker büyüklüğü kadar kafuru ile hazırlanır. Kafurular, ispirtonun içine atıldıktan sonra 4 gün bekletilir. Erimesiyle birlikte akşamları yatmadan önce dizlere sürülür ve streç filmle etrafı sarılır. Ağrı geçene kadar her gün yapılabilir.
- Çınar yaprağı formülü: Çınar yaprağı ve 200 ml sıcak su kullanılır. Sıcak suyun içerisine 2 yemek kaşığı parçalanmış çınar yaprağı konduktan sonra 1 dakika kadar kaynatılır. Daha sonra ılıması için bekletilir. Öğle yemeği öncesinde akşam yemeğinden önce birer bardak aç karnına alınır. Bu uygulamaya 15 gün devam edildikten sonra 3 gün kadar ara verilmesi gerekir. Sonra yeniden 15 gün içilmeye devam edilir. Tok karnına alınmaması ve süresinden fazla kaynatılmaması oldukça önemlidir.
Kireçlenme İçin Diğer Öneriler
Kireçlenme için doktor bilgisi dahilinde yan tedavi yöntemleri uygulanabilir. Fizik tedavi ya da kontrollü ilaç kullanımına öncelik verilerek bu tedavilerden de yararlanmak mümkün:
- Kaplıca tedavisi: Kireçlenme sorunu olan hastalar için en etkili çözümlerden biridir. Ancak süresini belirlemeden önce vücudun diğer bölgelerinde var olan hasar kontrolü önemlidir.
- Zayıflamak: Kireçlenmeye neden olan durumlardan birisi fazla kilolar olduğu için hafiflemeye çalışmakta yarar var. Eklemlerde meydana gelen kireçlenme bir daha tamamen yok olmayacağı için, bunun en aza indirgenmesini sağlayabilirsiniz. Sözgelimi fazla kilolar da vücutta baskı yaratır ve kemik sağlığına zarar verir. Sağlıklı bir beslenme programı ve size uygun bir sporla beraber hafifleyebilirsiniz.
- Ayakta çok kalmamak: Eğer kalça bölgesinde kireçlenme varsa, devamlı ayakta kalınmamalıdır. İş yerinde ayakta çalışıyorsanız özel izin alarak kısa süreli dinlenebilirsiniz.
Kireçlenme sorunu yaşayan hastalar kan dolaşımlarında da sorun yaşayabileceklerinden üşüyebilir ve çok sıkı giyindiklerinden sık sık terleyebilirler. Bu tereme durumunda hemen üstlerinin değişmesi gerekir. Çünkü terli kıyafetlerin soğuması var olan ağrıları daha da artıracaktır.
Kireçlenmeye ne iyi gelir sorusuna bu uygulamalarla yanıt verilemediğinde cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Ameliyatla kireçli olan temizlenir, şekil bozukluğu giderilir, bazen de hareketin kolaylaşması adına protez takılır.
Bu yazıya abone olarak yazıya ait güncelleme ve yorumlardan haberdar olun.
Источник: //tarafsizbilgi.com/kireclenmeye-ne-iyi-gelir-kireclenme-tedavisi-icin-bitkisel-cozum-onerileri.html
Diz Kireçlenmesi İçin Tedavi Yöntemleri – İlaç Tedavisi, Ameliyat ve Bitkisel Çözümler
Diz kireçlenmesi tedavisi; rahatsızlığa neden olan faktöre bağlı olarak değişir ancak genel olarak önce ilaç tedavisi, iyileşme görülmez ise cerrahi müdahale gerekli görülebilir. Ayrıca uygulanan tedavilere ek olarak bitkisel tedavi yöntemleri de vardır.
Diz Kireçlenmesi Tedavisi
Diz kireçlenmesi olarak tanımlanan durum; diz ekleminin aşınması, yıpranması veya deforme olması sonucunda ortaya çıkar.
Tıp dilinde osteoartrit adıyla bilinen kireçlenme durumunda; kemiklerin birleşme noktası olan eklemlerin zarar görmesini engelleyen kıkırdak yapıda bozulma oluşur.
Bu bozulmayla birlikte eklemler uçları korunmasız kaldığından eklem ağrıları hissedilir..
Kemik uçlarındaki kıkırdak yapının bozulması; kireçlenmenin yanında başka rahatsızlıklara da neden olabilir. Zarar gören kemik ya da kıkırdak parçaları eklemlerdeki sıvıya karışarak iltihaplanmalara ve ağrılara neden olabilir.Dizlerde kireçlenme tedavisinin en önemli yolu; kireçlenmeye neden olan etkenin bulunmasıdır. Bu belirlenen etkene bağlı olarak; uygulanacak olan tedavi değişkenlik gösterebilir.
İlaç Tedavisi
Diz kireçlenmesi ameliyatsız tedavi yöntemlerinden olan ilaç tedavisi; kireçlenme tedavisinde ilk başvurulan yöntemdir. Uzman doktorlar tarafından kireçlenme teşhisi konulduktan sonra reçete edilebilecek olan ilaçların neler olduklarını ve etken maddeleriyle birlikte olası yan etkilerinden bahsedelim.
Arthrotec
Antiinflamatuar etki gösteren bu ilaç; kireçlenme ve artrit teşhisi konulmuş olan durumlarda kullanılabilir. Kireçlenme nedeniyle oluşabilecek olan eklem ağrılarını dindirmek konusunda çok başarılıdır. Yan etkileri arasında; karın ağrısı, mide problemleri, baş ağrısı ve deri döküntüleri sayılabilir. Ayrıca karaciğer hastalarının kullanması tavsiye edilmez.
Deltacortril
Etken maddesi prednizolon olan bu ilaç kireçlenmenin yanı sıra romatizmal hastalıkların neden olduğu eklem ve kas ağrılarının tedavisinde de kullanılır. Çok ciddi yan etkilere sahip olan bu ilacın, uzman doktorlar tarafından reçete edilmedikçe kullanılmaması gerekir. Bunlar; kaslarda şiddetli ağrı ve güçsüzlük, küçüklerde büyümenin yavaşlaması ve aşırı terleme gibi ciddi sorunlardır.
Bu ilaçların yanı sıra; Artrodar, Rexena, Naprosyn ve Kenacort-A isimli ilaçlarda kireçlenme tedavisinde kullanılır. Altını çizerek belirtmek gerekir ki bu ilaçların doktor reçete etmedikçe kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Dizde Kireçlenme Ameliyatı
Kullanılan ilaç tedavisi ve egzersizlerine rağmen hastalığın belirtilerinde bir iyileşme görülmüyorsa cerrahi müdahale gerekli görülebilir.
Ameliyata girmek başlı başlına bir risk faktörü olduğundan mecbur kalınmadıkça hasta ameliyata alınmaz, öncelik her zaman ilaç tedavileriyle ameliyatsız olarak iyileşmeyi sağlamaktır.
Diz kireçlenme tedavisinde son gelişmeler arasında diz kireçlenmesinde kök hücre tedavisi ve diz kireçlenmesinde ozon tedavisi seçenekler de mevcuttur. Dizlerdeki kireçlenmeyi iyileştirmek için yapılan ameliyatlarda kullanılan çeşitli yöntemler vardır. Bunlar;
- Ostetomi
- Artrodez
- Artroskopik Debridman
- Kısmi Diz Protezi
Diz Kireçlenmesi Doğal Tedavi
Doğal ve bitkisel tedavi deyince son yıllarda akla gelen ilk isimlerden olan Feridun Kunak hocanın kireçlenme tedavisine yönelik tavsiye ettiği kür ve bu kürün ardından kullanılmasını uygun gördüğü masaj yağından bahsetmek gerekir.
Bir kabın içerisinde; 2 kaşık kil, 2 kaşık buğday kepeği, birer fincan biberiye, menekşe yağı ve tuzu ekleyip birkaç dakika karıştırın. Bu karıştırma işini eğer mümkünse tahta bir kaşıkla yapmanız tavsiye edilir.
Çamur kıvamına gelen karışıma yarım şişe maden suyu ekleyip karıştırmaya devam edin. Ardından ocağın üzerinde koyduğunuz karışımı kaynamaya başladıktan sonra karıştırarak hafif ılımasını sağlayın.
Vücuda değebilecek kadar soğuduktan sonra kireçlenme olan bölgeye sürüp üzerini streç film ile sarın. Bu şekilde 2 saat bekledikten sonra yıkayabilirsiniz.
Bir kabın içerisine birer tatlı kaşığı kadar pelesenk, buğday, biberiye, menekşe, susam ve çörekotu yağlarını koyup iyice karıştırarak yağların birbirine geçmesini sağlayın. Kürü uygulayıp 2 saat geçtikten sonra yıkadığınız bölgeye; bu yağ karışımını masaj yaparak sürün.
Dizde Kireçlenmesini Önleme Yolları
- İlerleyen yaşlarda; yapılacak her harekette eklemlerin zorlanmamasınadikkat edilmelidir.
- Düzenli spor; eklemlerin canlı kalmasını sağlayarak kireçlenme oluşumunu engeller. Eklem rahatsızlıkları olanlara; bisiklet binme ve yüzme gibi sporlar önerilir.
- Sağlam ve darbe emici tabanlara sahip ayakkabılar tercih edilmelidir. Topuklu ayakkabı giyilmemesi gerekir.
- Yerden herhangi bir şey kaldırmak gerektiğinde; dizleri büküp eğilerek alınmalıdır. Ağır yük taşımayı gerektiren işler yapmamaya dikkat edilmelidir.
(Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading…
Источник: //eklemhastasi.com/diz-kireclenmesi-tedavisi.html
Kireçlenmeye Ne İyi Gelir?
Kireçlenme ya da tıptaki adı ile osteoartri, dünya genelinde milyonlarca insanı etkisi altına almış olan bir kemik sorundur.
Kemikleri dış etkenlerden koruyan ve uç kısımlarında bulunan kıkırdak dokusunun zaman içinde bozulması sonucu meydana gelen kireçlenme, vücuttaki herhangi bir eklem üzerinde oluşabilmektedir.
Fakat kireçlenmeden yaygın olarak etkilenen eklemler genellikle, eller, dizler, kalça kemikleri ve belkemiği şeklindedir.
Kademeli olarak ilerleyen kireçlenmenin çaresi yoktur fakat; sağlıklı kilo değerlerinin korunması, hareketli bir yaşam stili ve diğer bazı tedavi yöntemleri yardımıyla, hastalığın ilerleme sürecini yavaşlatmak, ağrıları azaltmak ve eklem işlevini geliştirmek mümkündür.
Kireçlenme belirti ve semptomları genellikle yavaş yavaş ve zamanla kötüleşerek gelişmektedir ve şu şekildedir;
- Hareket sırasında ya da sonrasında eklemlerde yaşanan ağrı
- Hafif bir dokunmada dahi eklemlerde yaşanan hassasiyet
- Sabahları ya da uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra eklemlerde gerçekleşen sertlik
- Eklemlerde esneklik kaybı
- Eklemlerde yaşanan gıcırdama hissi
- Kemiklerde çıkıntılar ve yumrular meydana gelmesi.
Kireçlenme riskini artıran risk faktörleri ve risk altında olan kişiler aşağıda belirtildiği şekildedir;
- Yaşlılar
- Kadınlar
- Obezite
- Eklem yaralanmaları
- Bazı meslek grupları
- Genetik faktörler
- Kemik deformasyonları
- Diyabet, romatizma ve gut gibi bazı hastalıklar.
Kireçlenme Tanısı ve Testler
Doktorlar kireçlenme teşhisi koyabilmek için bazı verilere ihtiyaç duyarlar. Elde edecekleri bu verileri ise şu şekilde toplarlar;
- Fiziksel muayene (şişkinlik, serlik, kızarma ya da hassasiyet olup olmadığının kontrol edilmesi)
- X-Ray – röntgen
- Manyetik rezonans görüntüleme – EMAR
- Kan testleri
- Eklem sıvısı analizi.
Kireçlenme Tedavisi ve İlaçları
Kireçlenme tedavi süreci aşağıda belirtildiği şekilde ilerlemektedir;
İlaç tedavisi: Asetaminofen (Tylenol vb.), steorid olmayan anti-iltihap ilaçlar, ibuprofen (Advil, Motrin IB vb.) ve naproxen (Aleve vb.).
Terapi: Fizik tedavi, ergoterapi, ve destekler ya da ayakkabı ekleri.
Cerrahi işlemler: Kemiklerin yenilenmesi (osteotomi) ve eklem değiştirme (artroplasti).
Aşı ve iğneler: Kortizon aşıları ile eklem kemiklerini yağlandırıcı (kayganlaştırıcı) iğneler.
Kireçlenmeye iyi gelen bazı teknikler, yöntemler ve besinler aşağıda sıralandığı şekildedir;
1.Egzersiz
Egzersiz, kireçlenme ile bağlantılı semptom ve şikayetlerin giderilmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca egzersiz, eklemlerin etrafını saran kasların dayanıklılığını artırarak güçlenmesini sağlamaktadır. Hem hareketliliği artıran hem de kilo vermeye yardımcı olan bazı egzersizler şu şekildedir;
- Aerobik egzersizleri, yürüyüş, bisiklet ya da yüzme gibi egzersizleri haftada 5 kere günde 30 dakika kadar yapmak etkilidir.
- Hafif şiddette ağırlık çalışması ve dayanıklılık egzersizleri gibi aktiviteler, haftada birkaç kere yapıldığında, güçlü kas yapılanmasını sağlamaktadır.
- Günde en az 30 dakika kadar ROM (range-of-motion) egzersizleri yani aktif pasif hareketler yapmak eklemleri desteklemektedir.
- Yüksek etkili (darbeli) sporlarda ise yaralanma riski olduğundan, uzak durmak daha faydalıdır.
- Gereksinim duyulması halinde, bir uzmandan yardım da alınabilir.
2.Sıcak ve Soğuk Kompres
Hem sıcak hem de soğuk kompres, kireçlenmeden kaynaklanan eklem ağrılarının kontrol altına alınmasına yardımcı olmaktadır. Sıcak kompres ağrıları ve sertliği azaltmaya yardımcı olurken soğuk kompres ise, şişkinlik ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olmaktadır. Buna göre;
- Bir sıcak su şişesini, ince bir havluya sararak etkilenen bölge üzerinde 2-3 dakikalığına sıcak kompres yapabilirsiniz.
- Az miktar buz parçasını ince bir havlu içine sararak da, 1 dakika kadar soğuk kompres yapabilirsiniz.
- Bu işlemleri günde birkaç defa 15-20 dakika süreyle yapabilirsiniz.
NOT: Koşul ve durumlara bağlı olarak bu kompresleri ayrı ayrı yapabilirsiniz.
3.Masaj
Kireçlenmeden etkilenen bölgeye düzenli olarak masaj yapılması, ağrı yoğunluklarının azalmasına, kireçlenmeden kaynaklanan şişkinlik ve iltihaplanmanın azalmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca masaj kan dolaşımını desteklemekte ve iltihaplı kas üzerinde yatıştırıcı etki göstermektedir. Buna göre;
- Kireçlenmeden etkilenen bölgeye, ılık zeytinyağı ya da Hindistan cevizi yağı ile günde birkaç defa masaj yapabilirsiniz. Ama eğer durum daha kötüye gidiyorsa yapmayınız.
- Ya da 10 gram kafur ve 1 fincan hardal yağını 5 dakika kadar ısıttıktan sonra, soğumasını bekleyip ardından da masaj yaptığınızda etkisini gösterecektir.
- Bir diğer şekilde, eşit miktarlardaki keklik üzümü yağı ile okaliptüs yağını karıştırıp, etkilenen bölgeye masaj yapabilirsiniz.
- Kireçlenmeden etkilenen eklemler çok hassas olduğu için oldukça nazik şekilde masaj yapmanız ya da bir uzmandan yardım alarak masaj yapmanız veya yaptırmanız daha faydalı olacaktır.
4.Elma Sirkesi
Elma sirkesi, anti-iltihap ve alkalin yapıcı özellikler gösterdiği için, eklemlerdeki ağrı ve sertliklerin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca eklemlerde birikmiş olan toksinlerin de giderilmesini sağlamaktadır.
- 1 çay kaşığı çiğ, filtre edilmemiş elma sirkesi ile balı 1 bardak ılık su içerisine ekleyiniz. Bu karışımı tercihen yemeklerden önce günde iki defa içiniz.
- Ya da alternatif olarak, 1 çorba kaşığı organik elma sirkesi ile sızma zeytinyağını karıştırıp, günde iki defa, kireçlenmeden etkilenen bölgeye masaj şeklinde uygulayabilirsiniz.
5.Epsom Tuzu
Epsom tuzu ya da diğer bilinen adı ile İngiliz tuzu, çok iyi bir magnezyum kaynağıdır. Bu nedenle Epsom tuzu ağrı, şişkinlik ve iltihap azaltıcı etki göstermektedir.
- 2 fincan Epsom tuzunu banyo suyuna ekleyebilirsiniz ve bu su içerisinde 20 ya da 30 dakika kadar bekleyebilirsiniz.
- Bu işlemi birkaç hafta boyunca, haftada 2-3 kere tekrarlamanız halinde etkisini gösterecektir.
NOT: Eğer, böbrek probleminiz ya da diyabetiniz var ise bu tuz yöntemini kesinlikle uygulamayınız.
6.Zencefil
Özellikle de dizlerdeki kireçlenme üzerinde etkili olan zencefil, antioksidan ve anti-iltihap özellikler gösterdiği için, ağrının, şişkinliğin ve iltihabın azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca zencefil, vücutta ağrıya sebep olan COX-2 adı verilen kimyasalın bloke edilmesini sağlamaktadır.
- Günde 2-3 fincan içerisine bal eklenmiş zencefil çayı içebilir ya da ağzınızda taze veya pişirilmiş zencefil çiğneyebilirsiniz.
- Diğer bir şekilde, günde birkaç defa, zencefil yağı ile kireçlenmeden etkilenen bölgeye masaj yapabilirsiniz.
7.Zerdeçal
Zerdeçal kireçlenmenin ilerlemesini yavaşlatmaktadır ve içerdiği kurkumin bileşeni yardımı ile, anti-iltihap ve antioksidan özellikler göstermektedir.
- 1 çay kaşığı zerdeçal tozunu bir su bardağı süt içine ekleyerek kaynatınız ve sonra içerisine bal ekleyerek, en az birkaç gün, günde 2 kere içiniz.
- Ya da doktora danıştıktan sonra eğer sakıncası yoksa, 300 miligram dozundaki zerdeçal özünü günde 3 kere tüketiniz.
- Tercihe göre, yiyeceklerinize zerdeçal tozunu baharat şeklinde de ekleyebilirsiniz.
NOT: Eğer, kan inceltici ilaç ya da steroid olmayan anti-iltihap ilaç (NSAID) kullanımı var ise, çok fazla miktarda zerdeçal kullanımından uzak durunuz.
8.Çemen Otu
Çemen otu ile tohumları, antioksidan ve anti-iltihap özellikler göstermesine bağlı olarak, ağrı ve şişliklerin kontrol altına alınmasına yardımcı olmaktadır. Diğer yandan, çemen otu tohumları hem vitaminler bakımından hem de, kalsiyum, demir ve fosfor gibi, kemik sağlığı için gerekli olan mineraller bakımından zengindir.
- 1 çay kaşığı çemen otu tohumunu geceden suya yatırınız ve sabahına bu tohumları tüketiniz. Bu işlemi her gün yapınız.
- Alternatif olarak, 1 çay kaşığı çemen otu tohumu tozunu, bir su bardağı ılık su ile, günde 2-3 defa tüketiniz.
- Ya da 1 çay kaşığı çemen otu ile yeterli miktarda suyla bir macun elde ederek, bu macunlar etkilenen bölgeye masaj yapabilirsiniz. Daha sonra, kurumasını bekleyip ılık su ile yıkayınız. Bu işlemi de günde 2 kere yapınız.
9.Yeşil Çay
2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre yeşil çay, kireçlenme semptomlarının kontrol edilmesini sağlamasının yanı sıra, kireçlenmeye karşı koruyucu özellik de göstermektedir.
Anti-iltihap ve antioksidan özellikleri sayesinde yeşil çay, eklem ağrılarını ve şişkinliklerini azaltmaya yardımcı olmaktadır.
Ayrıca yeşil çay, kemik yoğunluğunu artırmakta ve temel kemik sağlamlığını desteklemektedir. Buna göre;
- 1 çay kaşığı yeşil çayı, bir bardak sıcak su içine ekleyiniz ve üzeri kapalı halde birkaç dakika demlemeye bırakınız.
- Daha sonra süzgüden geçirip, içerisine biraz bal ekleyerek içiniz.
- Bu çayı günde 2-3 bardak tüketmeniz halinde etkisini gösterecektir.
10.Tarçın
Tarçın, anti-iltihap ve antioksidan özellikler göstermektedir. Bundan dolayı tarçın, eklem ağrıları ile mücadele etmekte ve eklemlerdeki şişkinliklerin giderilmesine yardımcı olmaktadır. Bunların yanı sıra tarçın, kaslardaki sertleşmeyi rahatlatmaktadır. Tüm bu faydalarından dolayı tarçını şu şekilde kullanabilirsiniz;
- 1 çay kaşığı tarçın tozu ile 1 çorba kaşığı balı, bir su bardağı ılık su içerisine ekleyiniz.
- Bu karışımı her sabah aç karnına tüketiniz.
- Ya da diğer bir şekilde, bir miktar su ile bir miktar tarçın tozunu karıştırıp bir macun elde ediniz. Hatta isterseniz içerisine az miktar bal da ekleyebilirsiniz. Daha sonra bu macunu, kireçlenmeden etkilenen bölgeye masaj yaparak sürünüz. Bu masaj işlemi günde 2 ya da 3 kere, birkaç dakikalığına uygulamanız, faydalı sonuçlar verecektir.
Источник: //evdesifa.com/kireclenmeye-ne-iyi-gelir/
Eklem kireçlenmelerinin belirtileri, nedenleri ve tedavisi
Bilgisayar karşısında uzun süre oturarak çalışmak ve hareketsiz yaşam omurga eklemlerinde kireçlenmelere ve hayat kalitesinin düşmesine neden oluyor. Ancak ofis çalışanlarını bekleyen bu rahatsızlığın önüne geçmek bir takım fiziksel aktivitelerle mümkün olabiliyor.
Kronik ağrıya neden olarak hayat kalitesini düşüren eklem kireçlenmeleri, doğru tanı konulması ve tedavi edilmesi gereken bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Kireçlenme tanısı için önce detaylı muayene ve davamında bazı testlerin yapılması teşhisi kolaylaştırıyor. Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr.
Şei Erdem, eklem kiraçlenmelerinin nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Omurga eklem kireçlenmeleri (dejeneratif disk hastalığı)
Omurga eklem kireçlenmeleri yani disklerde meydana gelen kireçlenmeler ve bozulmalar
dejeneratif disk hastalığı olarak adlandırılıyor.
Omurgada bulunan diskler iki kısımdan meydana geliyor, ortada çekirdek ismi verilen sulu kısım ve etrafındaki çember. Yaşla birlikte disk yüksekliğini ve su içeriğini yitirmeye başlıyor.
Doğuşta %88 olan su oranı yaşla birlikte %80’lere hatta daha aşağıya düşebiliyor.
Kireçlenme nedir? Kireçlenmeye ne iyi gelir? Belirtileri ve tedavisi
Buna bağlı olarak diskleri ve omurları birbirine bağlayan bağlarda da bozulmalar baş gösteriyor ve diskin daha kolay yırtılmasına zemin hazırlıyor.
Fiziksel yapı, kalıtım, sigara gibi etkenler de diskin yaşlanmasına neden olan etkenler arasında yer alıyor. Diskin içerisinde kırıklar ve fay hatları belirmeye başlar. Bu hastalığın tüm belirtileri her zaman MR veya BT ile görüntülenemeyebilir.Ancak diskografi denilen, disk içerisine boyalı madde verilerek yapılan bir inceleme ile ortaya konabilir.
Omurga eklem kireçlenmelerinin belirtileri
En sık görülen bulgu bel ve kalçalara yayılan ağrıdır. Ağrı hareket etme, yük kaldırma, eğilme ya da yana dönme ile artabilir. Günlük aktiviteyi azaltır. Böyle hastalarda hareket kısıtlılığı, günlük etkinliklerden uzak kalma sonucunda depresyon ve diğer psikolojik bozukluklar da baş gösterir.
Tedavisinde hastalığın iyileştirilmesinden çok ağrının giderilmesine önem verilir. Başlangıçta ağrı kesiciler yeterli olabilir. Fizik tedavi yöntemlerinden geçici olsa da yararlanabilirler.
Daha önemli olan düzenli egzersizlerle bel kaslarının güçlendirilmesidir.
Böyle yöntemlerle düzelmeyen hastalarda diskin içerisine elektrot yönlendirerek disk içerisindeki ağrı sinirlerinin yakılmasına dayanan disk içi elektrotermal tedavi uygulanabilir.
Fiziksel aktiviteden kaçınmak yerine özendirilmeli, hasta daha çok hareket etmelidir.
Bu amaçla uygulanacak egzersiz programlarında bel ve karın kasları güçlendirilmeli, hasta kilolu ise kilo vermesi sağlanmalıdır.
Çok ilerlemiş hastalarda eğer disk yüksekliği sıfıra inmiş ve omurlar birbiri üzerine binmişse füzyon adı verilen omurların birbiri ile bağlanmasını sağlayan ortopedik ameliyatlar gündeme gelebilir.
En sık görülen romatizmal hastalık: Eklem kireçlenmesi
Boyun kireçlenmesi de boyunda şiddetli ağrılarla ve boyun eklemlerinde sertleşmeyle ortaya çıkıyor. Bu sağlık problemi boyundaki eklemler ve üst omurga kemiklerinin zamanla yıpranması ve aşınması sonucu gelişiyor.
Boyun kireçlenmesi sürekli ve oluştuğu bölgede tahribata yol açan ve ilaç tedavisi olmayan bir hastalıktır.Bu nedenle bu rahatsızlığın bir an önce tedavi edilmesi çok önemlidir çünkü zaman geçtikçe daha da kötüye gidebilir.
Boyun kireçlenmesi belirtileri
Boyun kireçlenmesinin ilk aşamada boyun bölgesinde şiddetli ağrılar ve sertleşme gibi etkileri vardır.
Rahatsızlık ilerledikçe ortaya çıkabilecek muhtemel belirtiler şunlardır: boyunda başlayan zamanla omuz ve kollara da yayılan ağrılar, boyunda çatlama, tıkırtı ve gıcırtı benzeri sesler, el ve kollarda uyuşma ve zayıflama, boyun bölgesinde kas spazmları, yorgunluk, gerginlik hissi, baş ağrıları ve sersemlik, uyku zorlukları ve bölünmesi, eklemlerde şişme, duyarlılık artışı gibi nedenler ortaya çıkabilir.
Boyun kireçlenmesinin nedenleri
Boyun kireçlenmesi nadiren kemik ya da omurga rahatsızlıklarından da kaynaklanabilir. Fakat bireysel olarak boyun kireçlenmesinin nedenini tam olarak belirlemek bazen mümkün olmayabilir. İnsanlar yaşlandıkça boyun kireçlenmesi ihtimali de önemli ölçüde artar. Bunun nedeni omurgadaki disk, kemik ve eklemlerin zamanla tahrip edici boyutta yıpranma ve aşınmalara uğramasıdır.
Boyun kireçlenmesinin birçok nedeni vardır. Duruş bozukluğuna bağlı; kafa ve boyunu uzun süre aynı pozisyonda tutmak boyunda sertleşmeye yol açarak kireçlenmeye neden olabilir. Uzuvları aşırı Kullanma nedeniyle; boyun etrafındaki belirli eklemlerin uzun süre kullanılması da boyun kireçlenmesi riskini artırır.
Sakız çiğnemek, dişleri gıcırdatmak, ya da uzun süre bilgisayar ekranına bakmak boyun eklemlerinin aşırı kullanılmasına neden olur. Sakatlıklar nedeniyle; boyundaki omurlar ve omurga bir düşme ya da kaza sonucu sakatlanarak boyunda kireçlenmeyi doğurabilir.
Aynı zamanda; menenjit, beyin iltihabı ve lyme hastalığı gibi bazı hastalıklar boyun eklemlerinde kireçlenme gibi ciddi yan etkilere yol açabilen enfeksiyonlardır.
1-Çalışırken masa başında mutlaka dik oturun: Özellikle tüm gün masa başında çalışan kişilerin oturma pozisyonlarına dikkat etmesi gerekiyor. Omurga bir bütün olarak çalışıyor ve sırt veya bel eğriliği boyun eğriliğini de etkiliyor. Bu nedenle dik oturmayı sağlayıcı tedbirler alabilirsiniz;
2- Oturduğunuz sandalye yüksekliği doğru ayarlayın: ayaklarınız yere temas ettiğinde dizler 90 derece açı yapacak kadar yüksek olmalıdır.
3- Bel desteği kullanın: sandalyenizin bel desteği yok ise mutlaka bel yastığı kullanın.
4- Bilgisayar ekranıyla doğru açıdan çalışın: monitörün üst kenarı kaşınızın hizasında olsun böylece dik oturduğunuzda kullandığınız bilgisayarın ekranının üst kenarı kaş hizanızda gelecektir. Eğer monitör aşağıda kalır ise başınızı sürekli öne eğerek oturmak kireçlenmeye ve boynun düzleşmesine neden olabiliyor. Laptop kullanırken de yine doğru açıdan kullandığınıza emin olun.5- Hareket edin oturduğuz yerden kalkın: sürekli oturarak çalışıyorsanız her iki saatte bir ara vererek ofis içerisinde yürüyüş yapın, ufak egzersiz hareketleri ile boynunuzu da hareket ettirin.
Kifoz (kamburluk) oluşumuna dikkat!
Kifoz, kamburluk olarak da bilinen, omurganın öne doğru eğilmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. İnsan omurgasında yandan bakıldığında anatomik olarak birbirini izleyen ters eğrilikler (boyunda, sırtta, belde ve leğen kemiğinde) bulunur.
Kifoz hastalık olarak en çok sırt bölgesinde görülüyor. Kifoz hastalarına yandan bakıldığında baş vücuda göre daha önde izlenir. Sırta yandan bakıldığında da çıkıntı görülür şekildedir. Bazı hastalarda bel çukurunda bir artış da söz konusudur.
Bu değişiklikler çoğu hastada üzerinde elbiseler olduğunda fark edilemeyebilinir.
Kifoz önlenebilir mi? Önlemek için neler yapılabilir?
Kifozun önlenebilmesine yönelik egzersizler genelde duruş bozukluğuna bağlı olabilir. Kısa olan karın, göğüs ve bacak kaslarının uzatılması aynı zamanda omurga çevresindeki kasların da güçlendirilmesi gereklidir. Eğimin çok arttığı hastalarda ise cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi operasyon ile kamburluk düzeltilirken, eğikliğin ilerlemesinin de önüne geçilebilir.
Özellikle bayanlarda ciddi sırt ağrıları ve kamburluklar hem nefes alıp vermede zorluk hem de psikolojik sorunlara da neden olabilmektedir.Başlangıçta bu kamburluğun duruşa bağlı olduğu düşünülürse de zaman içerisinde ilerleyebilmekte ve kalıcı hale gelebilmektedir.
Bu şekilde geçmeyen ve uzun süreden beri de uzun eden sırt ağrıları olanlar ve kamburluk şikâyeti fazla olduğu durumlarda mutlaka bir dahakine başvurarak kamburluk ölçümü yapılması ve omzun takip altında olması oldukça önemlidir.
Bunun dışında hareketsiz yaşama bağlı olarak ortaya çıkan sırt ağrıları ve kamburluklarda yapılabilecek olan belirli basit önlemler vardır. Bunların başında sırt ve karın kaslarını güçlendirici egzersiz ve yüzme oldukça önemlidir.
Boyun düzleşmesine dikkat!
Boyunda oluşan bu düzleşme boyun omurlarına aşırı yüklenmeden akciğer sorunlarına kadar birçok şikayeti beraberinde getiriyor. Omurga, yandan bakıldığında bir takım eğriliklerden oluşuyor. Öyle ki boyunda, sırtta ve belde farklı çukurlaşmalar bulunuyor.
Boyun çukuru; özellikle atlama -sıçrama sırasında başın ağırlığının yapacağı ivmelenme kuvvetini içine hapsederek yükün sırt omurgasına daha az yansımasını sağlıyor ve içinden geçen sinirlerin de korunmasına yardım ediyor.
Bu eğriliğin azalmasında ise düzleşme denilen sorun ortaya çıkıyor.
Boyun düzleşmesi hayat kalitesini düşürüyor…
Normal duruş sırasında başın öne doğru olması boyun düzleşmesinin en sık görülen belirtisidir. Düzleşme dışarıdan görülecek kadar belirgin olabilir.
Boyun düzleşmesi her zaman ağrıya neden olmayabilir veya ağrılar düzleşme ileri bir aşamaya gelip sinirlere baskı yapıncaya kadar ortaya çıkmayabilir. Ancak ağrı varsa bu ağrılar genellikle boynun sırtla birleştiği noktada veya biraz altında görülebilir.
Baş geriye doğru yatırıldığında ağrı şiddetlenebilir. Aynı zamanda boynu tutan kaslarda ağrılar yaşanabilir.
Masa başı işlerde çalışanların çok en çok yakındığı boyun düzleşmesi nedeni ise yanlış oturma ve bilgisayar karşısında uzun süre çalışmaktan kaynaklanıyor. Kötü pozisyonda kitap okumak, yine dizüstü laptop bilgisayar kullanımı da boyun fıtığı ve boyun düzleşmesine neden olabiliyor.Omurganın boyun bölgesinde düzleşmesi boyun hareketlerinin kısıtlanmasına yol açabilir. Bu, boynu sağa veya sola tam olarak çevirememe ve ileri doğru sabit bir şekilde ağrı yaşamadan uzun süre bakamama anlamına gelebilir.
//www.medikalakademi.com.tr/kemik-erimesinin-osteoporoz-nedenleri-belirtileri-ve-tedavisi/
Hastalığın şiddetli belirtileri arasında; ilerlemiş boyun düzleşmesi sinir köklerinin ve omuriliğin baskıya maruz kalmasına neden olabilir. Trafik kazasında boyuna alınan darbe sonucu travma kaynaklı, omurga disk rahatsızlıklarına bağlı boyun fıtığı ve boyun fıtığı dejenarasyonu, kemik ve eklem hastalıkları ciddi boyun düzleşmelerine neden olabiliyor.
Tedavi yöntemleri
Boyun düzleşmesi tedavisinde izlenecek yol omuriliğe ve sinir köklerine baskı olup olmadığına göre değişmektedir. Eğer sinirlere baskı yoksa doktor kontrolünde; kasları güçlendirmek için boyun egzersizleri yapmak, ağrıları hafifletmek için boyunluk takmak veya ağrı kesici kullanmak gerekebilir. Yine omuriliğin ve disklerin durumuna göre fizik tedavi uzmanına gitmenizi tavsiye edebilir.
Düzleşme herhangi bir nörolojik soruna yol açmıyorsa ve ilerleme göstermiyorsa cerrahi operasyon yapılmaz.
Ancak düzleşme nedeniyle omuriliğe baskı varsa ve buna bağlı olarak vücudun çeşitli noktalarda güç kaybı görülüyorsa ameliyat seçeneği düşünülebilir.
Boyun bölgesine yapılacak ameliyatlar bu bölgede pek çok sinir bulunması nedeniyle oldukça riskidir. Cerrahi müdahale sırasında hedef omurilik üzerindeki baskıyı hafifletmek ve düzleşmenin ilerleyişinin durdurulmasıdır.
Источник: //www.medikalakademi.com.tr/eklem-kireclenmelerinin-belirtileri-nedenleri-ve-tedavisi/