Kadınlarda Şeker Hastalığı
Hamilelik döneminde şeker hastalığı
Şeker hastalığı yani diyabet, kanda yüksek miktarda şeker bulunmasına sebep olan bir hastalıktır. Bazı kadınlarda hamilelik meydana gelmeden önce de şeker hastalığı, diyabet hali hazırda beklemektedir.
Bazı kadınlarda ise, “gestasyonel diyabet” şeklinde ifade edilen bir şekilde hamilelik döneminde şeker hastalığı ortaya çıkar.
Hemen hemen her 20 hamile anne adayından birinde, hamilelik öncesi şeker hastalığı var olup, yaklaşık 200 kadından 5 inde ise, hamilelik döneminde diyabet olduğu varsayılır.
Hamilelik meydana gelmeden önce de şeker hastalığından mustaripseniz, hamilelik dönemi süresince kan şeker düzeyini rutin bir şekilde kontrol ve takip altında tutmanız, fazlası ile önem teşkil eder. Duruma bağlı olarak insülin dozunu değiştirmek de gerekebilir.
2 ) Hamileliğe bağlı veya hamilelik öncesi meydana gelen şeker hastalığı tedavi edilmediği müddetçe, anne adayını bekleyen sorunlar nelerdir?
Hamileliğe bağı şeker hastalığı veya hamilelik gerçekleşmeden önce ortaya çıkan şeker hastalığı tedavi edilmediği taktirde, anne adayı aşağıda ki durumlar ile karşı karşıya kalabilmektedir;
- Hamilelikten önce zaten diyabeti olan, diyabetik kişilerde bebekte bazı anomalilerin ortaya çıkma ihtimali fazlalaşır. Fakat hamilelikte ortaya çıkan gestasyonel diyabet (GDM) yani hamileliğe bağlı diyabet, bebekte anomalilere yol açmaz ya da çok hafif bağlantılı olabileceğine dair bazı çalışmalar yapılmıştır.
- Hamilelik sırasında, “pre-eklampsi” şeklinde isimlendirilen yüksek tansiyon problemi olabilir ve bu durum kişide ya da bebekte çeşitli problemlere yol açabilir.
- Erken doğum gibi bir risk meydana gelebilir. Bu da hamileliğin henüz sonlanmadan 37. haftası bitmeden önce, ya da bebeğin erken doğrultulması gerektircek durumlar meydana gelebilir.
- Bebeğin doğumunun ardından, akciğerleri tam gelişemediğinden dolayı, solunumla ilgili sorunlar meydana gelebilir.
- Ani bebek ölümü riski ortaya çıkabilir.
- Doğumun ardından RDS yani, bebekte akciğer yani solunum problemi görülebilir.
- Doğumun ardından bebekte hipoglisemi yani, kan şekeri düşüklüğü ve biluribin yüksekliği, polisitemi oluşabilir.
Hamilelik öncesinde ve hamilelik sırasında tedavi olması gerektiği bir biçimde görülüyor ise, ve düzenli kontrollerin aksatılmaması halinde, sağlıklı bir bebek doğurma şansı elbette ki mevcuttur.
3 ) Hamilelikte diyabet belirtileri, hamilelik şekerinin belirtileri nelerdir?
Pek çok zaman, herhangi bir belirti vermediğinden dolayı, araştırılmadığı durumlarda bebek yasamı için ciddi problemlere sebep olabilir.
Bazı zamanlarda, anne adaylarının bir bölümünde bebeğin suyu fazla olabilir. Bu duruma polihidramnıoz denilir.
Böyle bir durumda, akla ilk gelen şey, anne adayın da gizli şeker hastalığını mevcut olma olasılığıdır.Bu sebepten dolayı anne adayında belirti olmasa dahi, bu önemli sağlık probleminin araştırılması gerekmektedir.
4 ) Hamilelikte şeker hastalığı tanı testi nasıl yapılır? (Şeker yükleme testi) (OGTT)
12 saatlik bir açlık süresinin sonucunda, açlık kan şekeri ve suda çözünmüş 100 gram glikozun içilmesinin ardından ( yaklaşık iki veya üç saat sonra ) damardan kan alınıp anne adayının tokluk kan şekeri ölçümü yapılır. Bu 4 ölçümden 2 veya daha fazlasının yüksek çıkması halinde, gestasyonel diyabet tanısı kesinlik kazanmış olur.
Ölçümlerden sadece biri patolojik çıkan anne adayları, yakın takip altına alınır. Bu anne adaylarında belli bir süre sonra OGTT yinelenir.
5 ) Hamilelik şekerinin belirtileri nelerdir?
Bir çok anne adayı, şeker hastalığının belirtilerini fark etmemektedir. Bu problem yalnızca yapılan tahliller neticesinde ortaya çıkmaktadır. Susuzluk hissi, kilo kaybı, çok fazla yemek yemek, normalden daha fazla idrar yapmak, yorgunluk gibi belirtileri ile karşılaşılabilir.
Şeker hastalığı bulunan bir kadın hamile olursa, hamilelik dönemi içerisinde hastalığın kontrolünün daha fazla zorlaşacağı ve işlerin kötü de gidebileceği bilinen risklerin içerisinde yer almaktadır.
6 ) Hamilelik döneminde şeker hastalığının teşhisi nasıl yapılır?
Teşhisin yapılabilmesi için, glukoz yükleme testleri (şekerli su testi) olarak ifade edilen testler yapılır. 24 ile 28. hamilelik haftasında bütün anne adaylarında tarama için 50 gr. glukoz testi uygulanır.
50 gram glukoz yükleme testi sadece tarama testidir, net bir şekilde şeker hastalığı için tanı koya durumu söz konusu değildir. 50 gram glukoz testi değeri 140′dan yüksek çıkan anne adaylarında, 100 gram glukoz tolerans testi uygulanır.
100 gram glikoz testinin sonucuna göre, şeker hastalığının saptaması yapılabilmektedir.
7 ) Hamilelik dönemi içerisinde, şeker hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Gestasyonel diyabet tedavisi için bazı zamanlar, sadece beslenme düzenini değiştirmek yeterli olur. Diyetin yetmediği durumlarda ise, insülin tedavisine başlanabilmektedir. Tablet şeklinde alınan şeker düşürücü ilaçlar, hamilelik döneminde kullanılmamaktadır.8 ) Hamilelik döneminde şekeri olan anne adaylarının, doğum ve zorlukları nelerdir?
Şeker hastalığı olan anne adaylarında doğum, şayet başka bir anormallik mevcut değilse, normal doğum şeklinde ve olması beklenen zamanda gerçekleştirilir. Ancak çoğu zaman, 40 haftayı geçmeden doğumun gerçekleşmesi planlanmaktadır. İri bebek veya anne kemik yapısının uygunsuz olması gibi durumlar söz konusu olduğu zaman, sezeryan ile doğumun tamamlanamsı düşünülmektedir.
Источник: //jinekoloji.com/hamilelikte-seker-hastaligi-gestasyonel-diyabet
Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Yulia Yusipova 2018-11-06T18:42:37+0300 2018-07-10T15:22:24+0300
Şeker hastalığı mellitus, insülin sekrosyonundaki bozukluk veya onun etkilerinden ya da her ikisinden kaynaklanan yüksek kan şekeri ( glikoz) seviyesi ile açıklanan bir metabolik hastalıktır.
Diyabet olarak da adlandırılan hastalık aşırı kas kaybıyla tanımlanır. Şeker hastalarında glikoz seviyesi dalgalanır ve pek çok sağlık sorununa neden olur.
Normalde kandaki glikoz seviyesi pankreas tarafından üretilen bir hormon olan insülin tarafından sürekli kontrol altında tutulur.
İnsülin kan şekeri seviyesi yükseldiğinde düşürür. Genelde yemek yedikten sonra kan şekeri yükselir, glikozun kan hücrelerine alınmasını teşvik etmek için insülin pankreastan alınır. Sağlıklı insanlarda sistem bu şekilde işler.
Şeker hastalarında ensülinin yeterli seviyede üretilmemesi ve gerekli ensülinin alınamaması sonucu hiperglami seviyesi yükselir. Böylece şeker hastalığı açığa çıkar.
Şeker hastalığı kronik bir hastalıktır, hayatın sonuna kadar kontrol altında tutulmalıdır.
Dünyada ne kadar şeker hastası var?
Dünyada Ne Kadar Şeker Hastası Var
2015 verilerine göre dünya’da 415 milyon şeker hastası var ve bu sayı giderek yükseliyor. En çok şeker hastası 150 milyon ile Çin’de iken Türkiye’de bu rakamın 7 milyon olduğu tahmin ediliyor.
2035 yılında ülkemizde şeker hastası sayısının 14 milyon olması bekleniyor.
Şeker hastalığı artışının önlenemeyen yükselişinin nedenleri arasında şimdiye kadar yapılan araştırmalar, sağlıksız beslenme, gıda ürünlerinde sağlıksız glikoz kullanımı olarak gösteriliyor.
Şeker hastalığını nedenleri ile ilgili tıp dünyasında tartışmalar hala devam ediyor.
Şeker Hastalığının Türleri Nelerdir?
Şeker hastalığı türleri temelde dörde ayrılır. İki tanesi tedavi edilebilir veya geçici, diğer ikisi ise kalıcı, sürekli kontrol altındatutulmalıdır.
Tip 1 ve Tip 2 şeker hastalığı olmak üzere diyabet ikiye ayrılır.
Tip 1 Şeker hastalığı pankreasın insülini hiç üretememesi veya yeterince üretememesi ile açıklanan diyabet türüdür.
Tip 2 Şeker Hastalığı: Bünye insülin üretir ama hücreler üretilen insüline direnç gösterir. Bu durum diğer bir hastalık olan insülin direnci sorununu ortaya çıkartır.
Daha çok otaya yaş ve üzerindeki kişilerde görülen Tip 2 şeker hastalığı, özellikle yemekten sonra şekerin yükselmesi ile açıklanır. Hastaların %90’da Tip 2 şeker hastalığı görülür.
Gizli Şeker ( pre-diyabet) Nedir?
Şeker hastalığı belirtileri en zor tespit edilen türdür.
Adından da anlaşılacağı gibi, hastanın şeker seviyesinin yüksek olduğu halde hastalığa tanı koyamayacak yükseklikte olmasıdır.
Yapılan çalışmalar gizli şeker hastalarında tip 2 şekerin gelişiminin 10 yıldan fazla zaman aldığını ortaya koymaktadır.Gizli şeker hastasının sağlıklı kişilere göre kalp damar hastalıklarına yakalanma riski 2 kat daha fazladır.
Gizli şeker hastalığı sağlıklı beslenme ile kontrol altına alınabilir veya tamamen iyileştirilebilir şeker hastalığı türüdür.
Hamilelikte Şeker Hastalığı
Hamilikte Şeker hastalığı genelde geçici olmasına rağmen çok nadir kalıcı olabilir.
Hamilelikten önce yeterli miktarda insülin üretebilen pankreas hormonlardaki değişiklikler yüzünden görevini yapamaz duruma gelir.
Gestasyonel Diyabet olarak adlandırılan durum genelde hamilelikten sonra geçer.
Hamilelik döneminde şeker hastalığı 30 yaşın üzerinde olan kadınlarda daha sık görülür, bundan dolayı hamilelik döneminde şeker seviyesi sürekli kontrol altında tutulur.
Aynı şekilde aşırı kilolu gebe anne adaylarında da hamilelik döneminde şeker hastalığı çıkma riski yüksektir.
Bazı araştırmalar hamilelik döneminde şeker hastalığının %50 kalıcı olduğunu ortaya koymaktadır fakat sağlıklı beslenme bu riski azaltır.
Tip 1 ve Tip 2 Şeker Hastalığı Belirtileri
Tip 1 ve Tip 2 şeker hastalığı belirtilerinin bir kısmı benzerdir.
Tip 1 şeker hastalığı belirtileri daha çok çocuklarda ve gençlerde kendisini gösterir.
Tip 2 diyabet belirtileri isi erişkinlerde ve yaşlılarda daha fazla görülür.
- sık enfeksiyonlar
- mide bulantısı
- kusma
- bulanık görüş
- açlık hissi
- dehidratasyon
- kilo kaybı veya artışı
- yorgunluk,
- kuru ağız,
- yavaş iyileşen yaralar
- kaşıntı cilt
- enfeksiyonlara artan duyarlılık.
Şeker Hastalığının 10 Erken Belirtisi
Şeker Hastalığını Belirtileri Nelerdir?
Şeker hastalığının erken teşhisi hayati önem taşımaktadır.
Şeker hastalığı geliştikçe diğer organların sağlığını bozan ölümcül hastalıklardandır.
Şeker hastalığının erken teşhisi hayat kurtarır. Bundan dolayı belirtilerini erken anlamak hayati önem taşır.
- Tedavi edilmeyen, kontrol altına alınmamış şeker hastalığı yüksek kan şekeri seviyeleri yüzünden sık sık idrara çıkılmasına neden olur. Sık aralıklarla idrara çıkmak sadece şeker hastalığı belirtisi olarak algılanmamalı fakat ihmal edilmemelidir.
- Susuzluk şeker hastalığı belirtileri arasında en yaygınıdır.
- Kilo kaybı, şeker hastalığı belirtileri arasında en çok hissedilenidir. Şeker hastaları kısa zamanda aşırı kilo kaybına uğrayabilirler.
- Düzenli beslenme ve fazla gıda tüketimine rağmen kilo kaybı devam eder.
- Yorgunluk hissi, tedavi edilmemiş şeker hastalığı belirtilerindendir. Şeker hastaları kendilerini sürekli yorgun hissederler.
- Mide bulantısı ve kusma, şeker hastalığı erken belirtileri arasındadır.
- Enfeksiyon mesane, deri ve vajinal bölgelerde sık enfeksiyon oluşması şeker hastalığı belirtileri arasındadır.
- Görme bozukluğu, başlangıç aşamasından hastalığın ilerleme sürecine göre düzenli artan bulanıklık, görme bozuklukları.
- Koma, aşırı yükselen kan şekeri sonucu, hastalığın ilerlediği dönemde bilinç kaybı, koma hali oluşur.
- Kanda glikoz dalgalanması, sağlıklı kişilerde kanda glikoz seviyesinde dalgalanma olmaz.
Şeker Hastalığı Risk Faktörleri
Diyabet için risk faktörleri nelerdir?
Tip 1 diyabet için risk faktörleri, tip 2 diyabet için olduğu kadar iyi anlaşılmamıştır.
Tip 1 Dayebtin risk faktörleri genelde kalıtsal olarak açıklanmaktadır.
Tip 2 diyabet ve pre-diyabet için risk faktörleri çoktur.
Aşağıdakiler tip 2 diyabet geliştirme riskinizi ile ilgilidir.
- Obez
- Aşırı kilo
- Yüksek tansiyon
- Yüksek seviyelerde trigliserit
- Düşük seviyelerde “iyi” kolesterol (HDL)
- Sedanter yaşam tarzı
- Aile Geçmişi, kalıtsal
- Yaşlılık
- Polikistik over sendromu
- Bozulmuş glukoz toleransı
- İnsülin direnci
- Gebelikte şeker
Şeker Hastalığına Hangi Bölüm, Doktor Bakar
Şeker hastalığı diğer organları da etkileyen bir hastalık olduğunu söylemiştik, bundan dolayı birkaç doktora gitmek zorunda kalabilirsiniz.
Fakat başlangıç ve teşhis aşamasında dahiliyeye gitmelisiniz.
Endokrinoloji, hem hormon rahatsızlıkları ile ilgilenen tıbbın uzmanlık alanıdır. Ayrıca endokrinologlar pediatrik endokrinologlar diyabetli hastaları yönetmektedir.
Şeker hastaları aile hekimliği veya iç hastalıkları uzmanları tarafından tedavi edilebilir
Komplikasyonlar ortaya çıktığında, şeker hastaları, nörologlar, gastroenterologlar, göz doktorları, cerrahlar, kardiyologlar veya diğer sağlık uzmanları tarafından kontrol ve tedavi edilebilirler.Şeker Hastalığı Hakkında Daha Fazla Bilgi
Şeker hastalığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayınız.
İlgili linkte şeker hastalığı, tedavi yöntemleri, detaylı belirtileri, bitkisel tedavi yöntemleri hakkında daha detaylı makaleleri inceleye bilirsiniz.
Dr. Yulia Yusipova bitkisel tedavi uzmanı olarak bitkilerin faydaları üzerinde araştırmalar yapmaktır. Saglikfit.com için ele aldığı makaleler bu araştırmaların gölgesinde hazırlanmaktadır.
Источник: //www.saglikfit.com/seker-hastaligi-belirtileri-nelerdir
Şeker Hastalığı: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
86 / 100SEO Score
Şeker hastalığı, vücudun kan şekeri dengesini sağlayamadığı ve şekerin dokulara zarar verebilecek seviyelere yükseldiği metabolik bir hastalıktır. Özellikle hareketsiz yaşam tarzının benimsendiği çağımızda önemli bir sağlık sorunudur.
Kandaki şekerin temel olarak iki kaynağı vardır; birincisi yediğimiz besinler ikinci ise karaciğerde depo halinde bulunan glikoz(şeker). Uzayan açlık durumunda karaciğerden kana şeker salınırken, yemek sonrası ise kandan karaciğer ve dokulara glikoz (şeker) geçişi olur. Kan şekeri başta insülin hormonu olmak üzere birçok hormonun etkisi altında hassas bir şekilde kontrol edilir.
Şeker Hastalığı Nedir?
Şeker hastalığı tıp dilindeki ismiyle “diyabet” , adından da anlaşılacağı üzere kan şekeri seviyelerinin yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır. Şeker (glikoz) vücudumuz için önemli bir enerji kaynağı olmakla birlikte beyin için temel enerji kaynağıdır. Yaşamın devamı için kan şekeri belli seviyelerde tutulur. Eğer bu seviyelerin üzerine çıkmaya başlarsa dokulara zarar verir.
Bu Hastalık Temelde 2 Mekanizma İle oluşur:
- İnsülin hormonunun yetersizliği: Vücutta yeterince insülin üretilemez.
- İnsülin hormonuna direnç: Yeterli insülin olduğu halde dokularda bu insüline karşı direnç vardır. Yani insülinin etkisini gösterememesi.
Peki insülin nedir?
İnsülin pankreastan salgılanan, kanda bulunan şekerin dokularımız tarafından kullanılmasını sağlayan bir hormondur. Birçok görevi olmasına rağmen temel olarak kan şekerini düzenler.
Yemek yediğimizde kana geçen glikoza (şekere) karşılık salgılanan bu hormon, şekerin hem dokularımız tarafından kullanılmasını hem de depolanmasını sağlar.
Sonuç olarak kan şekerinin yükselmesini engelleyen bir hormondur.
Yüksek şeker neden tehlidir?
Yüksek şeker, dokular üzerinde toksik etki yapar. Başta damarlar olmak üzere dokular ile etkileşime geçerek bunların yapısını bozar. Bu da uzun süreçte farklı organlarda, farklı derecelerde hasarlara yol açar. Özellikle damar yapısını bozuyor olması kalp, böbrek, göz, sinir gibi önemli yapıların beslenmesini bozar.
Şeker hastalığının temelde 3 türü vardır:
- Tip 1 Diyabet,
- Tip 2 Diyabet,
- Gestasyonel Diyabet(Gebelik şekeri).
Not: Günümüzde birçok şeker hastalığı alt tipi bulunmaktadır.
Şeker Hastalığının Nedenleri
Vücuttaki iki mekanizmanın bozukluğu şeker hastalığına neden olur.
- Birincisi pankreastan yeterince insülin üretilememesi,
- İkincisi ise insülin miktarı normal olduğu halde vücudumuzda buna karşı direnç olması ve olan insülinin kullanılamamasıdır.
Şeker hastalığının şeker tüketmek ile direkt bir ilişkisi yoktur. Yani kişi şeker yediği için şeker hastası olmaz.
Tip 1 Şeker Hastalığı Nedenleri (Tip 1 Diyabet)
Genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel faktörlerin (bazı virüsler, toksinler, stres) etkisi ile ortaya çıkar. Tip 1 diabette kandaki insülin hormonu ya yoktur yada çok azdır.
Oluşma şekli büyük oranda otoümminiteye bağlıdır.
Yani normalde zararlı etmenlere (virüs,bakteri,yabancı maddeler…) karşı savaşan ve onları öldüren savunma hücrelerinin, kendi pankreas hücrelerine saldırıp onları yok etmesi sonucu oluşur.
Sonuç olarak pankrestan insülin salgılayan hücreler ya yok olmuştur yada çok az kalmışlardır. Bu da şeker hastalığının gelişmesine neden olur.
Daha çok 30 yaş öncesinde başlayan tip 1 diyabette şikayetler aniden başlar. Bu hastalığı olanlar genellikle zayıf veya normal kilodadırlar. Mutlak insülin eksikliği olduğu için tedavide insülin verilir.
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabette asıl sorun kandaki insüline karşı vücutta direnç gelişmesidir. İnsülin direnci sonucu dokular kandaki şekeri kullanamaz. Yani kabaca insülin var ama yeterince etki etmiyor denilebilir. Bu durum şekerin yükselmesine neden olur. Tip 2 diyabet hastalığının ilerleyen dönemlerinde insülin miktarında da düşme olur.
Tip 2 diyabette genetik yatkınlık çok önemlidir. Bu hastalığa yakalananların çoğu obez veya fazla kiloludurlar. Genellikle sinsi seyreder ve başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir.
Gestasyonel Diyabet (Gebelik şekeri)
Gebelik şekeri olarak bilinen gestasyonel diyabet hastalığının tetikleyicisi gebeliğin devamı için salgılanan hormonlardır. Gebelikle artan hormonlar insüline karşı direnç oluştururlar. Normalde insan vücudu bu direnci daha fazla insülin salgılayarak yener. Ancak gebelik şekeri bulunan kişilerin pankreas hücreleri bu yanıtı oluşturamaz. Sonuç olarak kan şekeri yükselir.
Gebelikte vücut daha fazla insüline ihtiyaç duyar. Ancak bazı kişilerde insülin üreten hücreler sınırlıdır. Üretilen insülin miktarı normal şartlarda yeterli olsa da gebelikte yetersiz kalır.
Genellikle doğum sonrası düzelen gebelik şekeri diğer gebeliklerde de tekrarlar. Gebelik şekerinde de genetik yatkınlık söz konusudur.Gebeliğin şekeri olan kişiler doğum sonrası normale dönerler. Ancak bu kişilerim ilerleyen dönemlerde tip 2 diyabet olma riskleri yüksektir.
Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Belirtiler kan şekerinin yüksekliği ile ilişkili olarak değişir. Hiçbir belirti vermemesinden komaya kadar değişen bir tabloya neden olabilir.
Şeker hastalığının en sık görülen belirtileri:
- Ağız kuruluğu
- Çok su içme
- Sık idrara çıkma
- Çok acıkma, çok yemek yeme veya iştahsızlık
- Artan ve açıklanamayan halsizlik
- Çabuk yorulma
- Sinirlilik
- Açıklanamayan kilo kaybı (genelde tip 1 diyabette görülür)
- Bulanık görme (kan şekerindeki dalgalanmalar sonucu)
- Yavaş iyileşen yaralar
- Sık enfeksiyon geçirme ve tekrarlayan mantar enfeksiyonları
- Diş etlerinde ağrı, kızarıklık ve hassasiyet
- Erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğu
- Ellerde ayaklarda yanma, uyuşma, karıncalanma
Kimler Şeker Hastalığı Açısından Risk Altındadır?
Tip 1 diyabet için en önemli risk faktörü ailede şeker hastası bireyin olmasıdır. Bebekleri 4 ayından önce inek sütüyle beslemek ve D vitamini eksikliğinin riski arttırdığı söylenmektedir.
Tip 2 diyabet için birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:
- Obez veya fazla kilolu olmak
- Yüksek tansiyon hastalığı
- Kötü kolesterolün yüksek olup iyi kolesterolün düşük olması
- Hareketsiz yaşam tarzı, egzersiz yapmama
- Ailede şeker hastalığı öyküsü olması
- Polikistik over sendromu olması
- Gebelik şekeri (gestasyonel diyabet) geçirmiş olmak
- İleri yaş
- İnsülin direnci veya bozulmuş glikoz toleransının olması.
Yukarıdaki faktörlerin birine veya birkaçına sahip olanlar şeker hastalığı için risk taşımaktadır. Bu durum şeker hastası olacakları anlamına gelmez ancak şeker hastalığı belirtileri için daha dikkatli olmalarını gerektirir.
Şeker Hastalığının Vücuda Verdiği Zararlar (Komplikasyonlar)
Uzun süreli kan şekeri yüksekliği vücuttaki birçok dokuyu ve organı olumsuz etkileler. Zamanla dokuların ve organların fonksiyonunu bozar.
Kişinin kan şekeri ne kadar kontrolsüzse risk de o kadar yüksektir. Yani şekeri sürekli yüksek olan ve düzenli tedavi almayan birinde istenmeyen etkiler daha kısa sürede başlar.
Şeker Hastalığının Vücuda Verdiği Zararlar
- Kalp hastalığına yakalanma ve kalp krizi geçirme riskini arttırır.
- Görme problemlerine neden olur . Gözün ışığa duyarlı bölgesinin kan akımının azalması sonucu diyabetik retinopati adı verilen durum gelişir. Görme bulanıklığından tam görme kaybına kadar değişebilen sorunlara neden olur.
- Böbreklerin fonksiyonlarında bozulma veya böbrek yetmezliğine neden olabilir. Diyabetik nefropati adı verilen bu durum, idrarda protein kaçağı ile kendini gösterebilir.
- Vücuttaki sinirlere hasar verebilir(nöropati). Sinir hücrelerini besleyen küçük kan damarlarında daralma veya tıkanıklık yaparak çeşitli sinirsel belirtilere neden olur. Ellerde, ayaklarda uyuşma ve duyu kaybı gibi…
- Ayaklarda gelişen hissizlik sonucunda küçük yaralar gelişir. Bu yaralar bazen mikrop kapabilir. Bu enfeksiyonlu yaralar çok yavaş iyileşir ve ciddi sorunlara neden olabilir. Bu durumun ilerlemiş haline diyabetik ayak adı verilir.
- Kan dolaşımını bozduğu için cinsel fonksiyon bozukluğu yapabilir.
Şeker hastalığı bunların dışında birçok dokuyu etkileyerek fonksiyon bozukluğu yapabilir.
Kan şekerini sıkı bir şekilde kontrol altına almak, yukarıdaki durumlara yakalanma riskini düşürür. Ayrıca sigara içme, yüksek tansiyon, yüksek kolestrol, fazla kilolu olmak, hareketsiz yaşam tarı gibi faktörler yukarıdaki durumların gelişme riskini arttırır.
Şeker Hastalığı Teşhisi
Şeker hastalığı kanınızdaki şeker değerinin belli seviyelerin üzerinde olması ile anlaşılır.
Şeker hastalığı belirtileri olan kişide teşhis için:
- Açlık (8 saat hiçbirşey yememe) kan şekerinin 126 mg/dl üzerinde olduğu iki ayrı testle onaylanması.
- Herhangi bir dönemde rastgele bakılan şeker seviyesinin 200 mg/dl üzerinde olması. Bu yükseklik 2 ayrı testte onaylanmış olmalıdır.
- HbA1c değerinin 6.5 mg/dl üzerinde olması. (Bkz: HbA1c nedir?)
- Şeker yükleme testi (OGTT) sonrası 2. saat şeker seviyelerinin 200 mg/dl üzerinde olması.
Belirtileri olan kişide yukarıdaki dört testten herhangi birinin pozitif çıkması teşhisi için yeterlidir. Şeker hastalığından şüpheleniyorsanız lütfen beklemeden doktorunuza başvurunuz.
Gizli Şeker Nedir? Nasıl Anlaşılır?
Gizli şeker olarak bilinen durum şu isimlerle de anılır; prediabetik, bozulmuş glikoz toleransı, bozulmuş açlık glikozu…
Gizli şekerde, kan testlerinde kişinin şeker hastası olmadığı belirlenmiştir. Ancak test sonuçları ileride şeker hastalığı gelişebileceğini düşündürecek seviyededir.
- Açlık şekeri 100-125mg/dl arasında olması,
- Şeker yükleme testi sonrası 2. saat şekerinin 140-199 mg/dl arası olması,
- HbA1c (3 aylık şeker) seviyesinin 5.7 ile 6.4 arasında olması.
Yapılan testlerde sonuçlar yukarıdaki gibi çıkarsa kişide gizli şeker olduğu söylenir.
Gizli Şeker, kişinin şu anda şeker hastası olmadığını ancak şeker testlerinin sınırda geldiğini ifade eder. Bu durumun ilerde şeker hastalığına ilerleyebileceğini gösterir. Bir anlamda şeker hastalığının habercisidir.
Gizli şekeriniz varsa hızlıca yaşam tarzınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekir. Hareketli yaşam tarzı(egzersiz) ve fazla kiloların verilmesi, gizli şekeri olan hastaların şeker hastalığına yakalanma ihtimalini %58 oranında engeller veya geciktirir.
Şeker Hastalığının Tedavisi
Şeker hastalığının tipine göre tedavi değişmektedir.
Tip 1 diyabet tedavisi
Tip 1 diyabet hastalarının ömür boyu insülin kullanmaları gerekir. Yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz ve beslenme alışkanlıkları tedavinin bir parçasıdır.
Pankreas nakli (adacık hücre nakli), tip 1 diyabet hastaları için insülin kullanımını ortadan kaldıran bir seçenek olarak görülmektedir. Ancak her zaman başarılı olmaması ve başarılı olsa bile nakil sonucu ömür boyu farklı ilaçlar kullanmak zorunda kalınması bu tedavinin dezavantajıdır. Bu dezavantaj kimi zaman şeker hastalığından daha tehli sonuçlar doğurabilir.
Tip 2 diyabet (şeker) hastalarının tedavisi
Tip 2 diyabetin tedavisi, daha geniş seçenekler içermektedir. İlaç tedavisi, ağızdan alınan haplardan insülin kullanımına kadar değişir. Bu hastalar ilk dönemlerde yaşam tarzı değişikliği ve hap tedavisi ile şekerlerini kontrol altına alabilirler. İlerleyen dönemlerde ise insülin ihtiyaçları ortaya çıkar ve insülin kullanmak zorunda kalırlar.
Ağızdan alınan şeker ilaçlarının üç farklı etki mekanizmaları vardır:
- Pankreastan insülin salınımını arttıranlar,
- Vücudun insülin direncini azaltıp dokuların şeker kullanımını arttıranlar,
- Mide barsak sisteminden şeker emilimini azaltanlar.
Tip 2 diyabet(şeker) hastalarına yukarıdaki mekanizmalara sahip ilaçlardan biri veya birkaçı birlikte verilebilir. Aşırı kilo önemli bir risk faktörü olduğundan, obez hastalarda zayıflama ameliyatları (bariatrik cerrahi) yapılmakta ve kan şekerleri düşürülmektedir. Bu ameliyatlar her hastaya uygun değildir.
Şeker Hastalarında Egzersizin Önemi
Düzenli egzersiz kandaki şekerin hücreler tarafından alınıp kullanılmasını arttırarak kan şekeri seviyelerinin düşmesine yardımcı olur. Vücuttaki insülin direncini azaltıp, insülin duyarlılığını arttırır. Böylece şeker hastaları daha düşük seviyelerde insüline ihtiyaç duyarlar.
Şeker hastaları nasıl beslenmeli?
Egzersiz, özellikle tip 2 diyabet hastalığının gelişmesini engellemeye yardımcı olur. Ayrıca gizli şeker teşhisi almış kişiler egzersiz yaparak şeker hastalığına yakalanma riskini önemli derecede azaltmış olurlar. Şeker hastalığı dahiliye veya endokrinoloji doktoru tarafından takip edilir.
Источник: //www.saglikbilgi.net/seker-hastaligi-belirtileri-nedenleri/
Çoğunluğun Ortak Sorunu: Şeker Hastalığı Nedir, Şeker Hastalığı Nedenleri Nelerdir?- Kadin.com
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin her insanda görülebilir.
Vücuttaki insülin oranının olması gereken seviyede üretilememesi ya da kullanılamaması olarak tanımlanabilecek diyabet genellikle genetik faktörlerle ortaya çıksa da çevresel faktörler de bu hastalığın ortaya çıkmasında etkilidir.
Günümüzde dünyada her 12 kişiden birinde bu hastalığın etkileri görülse de bu sayının neredeyse yarısı, hastalığından haberdar değildir. Türkiye’de ise 20 yaş üzeri nüfusun yaklaşık %14’ü, yani yaklaşık 10 milyon kişi şeker hastasıdır. Peki, bu kadar yaygın olan şeker hastalığı nedir, neden olur, çeşitleri nelerdir ve tedavisi nasıldır?
Şeker – Diyabet Hastalığı Nedir?
Vücudumuz temel enerji ihtiyacını; karbonhidrat, yağlar ve proteinden karşılar. Bu ögelerin vücudumuz tarafından emilebilmesi için de en küçük parçalarına kadar ayrılması gerekir.
Bunu sağlayan en önemli madde de glukoz (glikoz), yani basit şekerdir. Şeker, aynı zamanda beyin dokusunun da temel enerji kaynağıdır.
Bu şekeri yani glikozu ise hücreler, midenin arka tarafında bulunan pankreas bezinin salgıladığı insülin hormonu aracılığıyla kandan alır ve kullanırlar.
Diyabet hastalığı, pankreasın yeterli oranda insülin hormonu üretememesi veya bu hormonun ideal şekilde kullanılamaması sonucu ortaya çıkan hastalığa verilen isimdir.
Çünkü insülin hormonu, şekerin parçalanarak hücreye aktarılmasını ve depolanmasını sağlar. Şeker hastalarında ise bu hormon, görevini yerine getiremediği için şeker, besinlerden gelip doğrudan kanda birikir kan şekeri seviyesi yükselir.
Bu yüksek şeker oranı da doku ve organlara uzun vadede kalıcı ciddi hasarlar verir.
Şeker hastalığı nedenleri ikiye ayrılır:
- Pankreasın salgıladığı insülin hormonunun yetersiz olması durumunda kandaki şeker parçalanamaz ve burada birikir.
- Pankreas yeterli insülin hormonu ürettiği halde dokularda yaşanan insülin direnci nedeniyle bu hormon, görevini yerine getiremez.
Şeker Hastalığı Türleri Nelerdir?
Genel hatlarıyla şeker hastalığı, Tip 1 şeker hastalığı ve Tip 2 şeker hastalığı olmak üzere ikiye ayrılır. Tip 1 şeker hastalığında pankreasta insülin hormonu hiç üretilmez ya da çok az üretilir. Ağırlıklı olarak gençlerde görülür.
Tip 2 şeker hastalığında ise pankreas tarafından insülin hormonu üretilse de hücrelerde insülin direnci görülür.
Bu da üretilen insülin miktarının zaman içinde azalmasına, kandaki şekerin de hücrelere taşınıp enerjiye dönüşememesine yol açar. Bu nedenle de ideal kan şekeri seviyelerinin üzerine çıkılır.Özellikle orta yaş ve üzeri olmak üzere genel şeker hastalığı vakalarının çok büyük kısmında Tip 2 diyabet hastalığı görülür.
Tip 1 Şeker Hastalığının Belirtileri
Ağırlıklı olarak gençlerde görülen Tip 1 şeker hastalığı belirtileri şöyle:
- Ağız kuruluğu
- Susama hissi
- Kilo kaybı
- Yorgunluk
- Halsizlik
- Bulanık görme
- Sık idrara çıkma
- Elde ve ayakta hissizlik, uyuşma, karıncalanma
- Sık acıkma
Bu belirtilerin bir kısmının ya da tamamının görülmesi ve etkili olması, kişiden kişiye, doku ve organlarda yaşanan tahribatın miktarı ve hızına göre değişiklik gösterir. Bazı hastalarda şeker belirtileri ve tahribatların görülmesi haftalara, hatta aylara ve yıllara yayılabilir. Ancak bazı diyabet hastalarında belirtiler ve tahribat hızlı ilerler.
Bu nedenle de hasta kişinin vücudu, glikozdan alamadığı enerji ihtiyacını karşılamak için protein ve yağları kullanır. Bu da yağların aşırı yıkımını ve beraberinde keton isimli zararlı atıkların vücutta birikmesini beraberinde getirir. Keton birikimi ise ketoasidoz isimli duruma yol açar.
Hızlı solunum, aşırı halsizlik, yorgunluk ve karın ağrısı gibi ketoasidozun belirtileri görüldüğünde ise hiç vakit kaybetmeden hastaneye başvurulmalıdır.
Tip 2 Şeker Hastalığının Belirtileri
Genellikle orta yaş ve üzerinde görülen, genel şeker hastalığı vakalarının yaklaşık %90’ını kapsayan Tip 2 şeker hastalığı belirtileri şunlardır:
- Cilt yaralarının geç iyileşmesi
- Sık sık enfeksiyon oluşması
- Kuru ve kaşıntılı bir cilt
- Elde ve ayakta hissizlik, uyuşma, karıncalanma
- Ağız kuruluğu
- Çok su içme
- Sık idrara çıkma
- Açlık hissi
Tip 1 diyabet hastalığı belirtileriyle benzeşse de Tip 2 diyabet hastalığı belirtilerinin en belirgin olanları; yaraların geç iyileşmesi, kaşıntı ve enfeksiyon vakalarının sıklıkla tekrar etmesidir. Tip 1’de belirtiler ve tahribatın görülme hızı değişiklik gösterse de Tip 2 şeker hastalığının belirtileri zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar.
Tip 2 şeker hastalığının başlıca belirtileri; sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, çok su içme, açlık hissi, cilt yaralarının geç iyileşmesi, kuru ve kaşıntılı bir cilt, sık sık enfeksiyon gelişmesi, ellerde ve ayaklarda hissizlik veya uyuşma ve karıncalanmadır. Ancak bu belirtiler ve genel olarak Tip 2 diyabet belirtileri zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar. Birkaç yılı, hatta 5 yılı bulabilir.
Gizli Şeker Nedir?
Tıp dilinde adı bozulmuş glukoz toleransı, halk dilindeki adıyla gizli şekerde kişiye şeker yükleme testi yapılır. Kan şekeri seviyesi normalden yüksek ama şeker hastalığı seviyesi için düşükse kişiye gizli şeker teşhisi konur. Kan şekerinin açlıkta 100 mg/dL, şeker yüklemesinin ardından ise 140-199 mg/dL arasında olması, gizli şeker anlamına gelir.
Gizli şeker hastası kişiler üzerine yapılan araştırmalar, bu hastaların çoğunda 10 yıl içinde Tip 2 şeker hastalığının ortaya çıktığını gösteriyor. Ayrıca gizli şeker hastalarında kalp ve damar hastalıkları riski de normal kişilere kıyasla 1.5 kat fazladır.
Tabii düzenli hayat yaşamak, sağlıklı beslenmek ve doktor kontrolü ile gizli şekerden şeker hastalığına geçiş önlenebilir ve geciktirilebilir. Ailenin diğer üyelerinde şeker hastalığı ya da gizli şeker varsa doktor kontrolü ihmal edilmemeli.
Gizli şeker hastalığı belirtileri ise şöyle:
- Özellikle yemeğin ardından kan şekerinin yükselmesi nedeniyle yaşanan yorgunluk ve uyuklama hali.
- Baş, boyun ve ense bölgelerinde terleme.
- Ani öfkelenme ve öfke kontrol edememe.
- Normalden fazla kilo alma ya da verme.
Şeker Hastalığı Neden Olur?
Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlara göre şeker hastalığının nedenleri arasında ilk sırada genetik özellikler yer alır. Yani anne-babada şeker hastalığı bulunması, bunun kalıtsal yollarla çocuklara taşınmasına yol açabilir.
Özellikle Tip 1 şeker hastalığının en önemli sebeplerinin başında genetik aktarım gelir. Ayrıca pankreasa ve dolayısıyla insülin hormonu üretimine zarar veren virüsler ve çevresel etkenler de özellikle Tip 1 diyabet hastalığının nedenleri arasındadır.
Peki, Tip 2 diyabet hastalığı neden olur?
Tip 2 diyabetin nedenleri oldukça çeşitlidir:
- Aşırı kilo – obezite
- Anne-babada şeker hastalığı görülmesi
- Yoğun stres
- Hareketsiz yaşam
- İlerlemiş yaş
- Aşırı kilolu bebek doğurmak
- Hamilelik esnasında oluşan gestasyonel diyabet
Hamilelikte Şeker Hastalığı
Hamilelik öncesinde olağan çalışan pankreas, hamilelikle birlikte yeterli insülin hormonu salgılayamaz ve geçmişte şeker hastalığı belirtileri görülmemesine rağmen gebelik döneminde kan şekeri yükselir.
Hamilelik bitiminde genellikle düzelen bu duruma gestasyonel diyabet denir. Ailede çok sayıda şeker hastasının bulunması, gebeliğin 30 yaşın üzerinde olması ve aşırı kilolu hamilelik, gestasyonel diyabet konusunda risk faktörüdür.
Bu kişilerin sonraki hamileliklerinde de bu tabloyla karşılaşma ihtimalleri yüksektir.
Şeker Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
Diyabet tanısı konulması için iki temel test uygulanır: Açlık kan şekeri ölçümü ve OGTT, yani Oral Glukoz Tolerans Testi, daha bilinen adıyla da şeker yükleme testi. Açlık kan şekeri, sağlıklı bireylerde 70-100 mg/dL arasında yer alır. 126 mg/dL’nin üzerinde yer alması, şeker hastalığı anlamına gelir.
Bu değerin 100-126 mg/dL arasında yer alması durumunda şeker yükleme testi uygulanır ve tokluk kan şekeri değerine bakılır. Öğünden iki saat sonra yapılan testte kan şekeri 140-199 mg/dL arasındaysa pre-diyabet yani gizli şeker, 200 mg/dL’nin üzerindeyse şeker hastalığı teşhisi koyulur.
Ayrıca son 3 aylık HbA1C testinin %7’den yüksek olması da diyabet teşhisini beraberinde getirir.
Şeker Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Kronik bir hastalık olduğu için şeker hastalığı tedavisi, hastalığı kan şekeri seviyesini stabil tutmaya ve yaşam kalitesini yükseltmeye yarar. Bunun için de hem tıbbi kaynaklardan hem de günlük hayatı düzenleyici uygulamalardan yararlanılır. Şeker hastalığının tedavisinde zorunluluklar ve yapılması gerekenler şöyle:
İnsülin Tedavisi: Pankreasın üretemediği ya da karşılaştığı direnç nedeniyle kullanamadığı insülinin, şırınga ya da iğne ve kalem ile vücuda enjekte edilmesidir. Özellikle Tip 2 diyabet hastaları düzenli olarak insülin iğnesi kullanır.
Sağlıklı Beslenme: Özellikle Tip 2 şeker hastalarında dikkat edilmesi gereken kilo dengesi ve sağlıklı beslenme, kan şekeri seviyesinin dengede tutulmasına yardımcı olur.
Her öğünden önce karbonhidrat sayma yöntemiyle vücuda enjekte edilecek insülin miktarı ayarlanır. Ayrıca diyetisyen kontrolünde, şeker hastalığı çeşidine uygun beslenme programı da oluşturulur.
“Şeker hastası ne yemeli, ne yememeli?” konusunda profesyonel destek almak şarttır.
Spor ve Düzenli Aktivite: Doktor onayı şart olmakla birlikte yürüyüş, bisiklete binme ve yüzme gibi aktiviteler yapılabilir. Şeker hastalığında spor, kandaki şekerin hücrelere geçmesine yardımcı olur.
Hastalıklardan Korunma: Yaraları geç iyileşen ve sıklıkla enfeksiyonel aktivite görülen şeker hastalarının -yine doktor kontrolü şart olmakla birlikte- grip, Hepatit B ve zatürree aşılarını ihmal etmemesi önerilir.
Vücut Sağlığı: Özellikle ayaklar, şeker hastaları için önemli bölgelerdir. Bu nedenle ayak sağlığı ve bakımına dikkat edilmeli, sık sık yara, şişlik, kesik, kızarıklık gibi durumlar kontrol edilmelidir.
Göz Kontrolleri: Şeker hastalığı, gözlere de etki edebildiği için düzenli göz muayenesi ihmal edilmemelidir. Retina kontrolü, göz tansiyonu ve katarakt için düzenli kontrol önemlidir.
Diş Kontrolleri: Vücudun genelinde olduğu gibi enfeksiyonel hastalıklar diş etinde de görülebilir. Bu nedenle şeker hastalığında diş eti enfeksiyonunun ve çürüklerin önüne geçmek için genel diş bakımı, diş fırçası ve ipi kullanılarak düzenli olarak yapılmalıdır.
Zararlı Maddelerin Kullanımı: Sigara ve alkol, kan şekeri seviyesinin dengesini bozacağı, hastalıklara yakalanma ihtimalini yükselteceği için ya burakılmalı ya da minimum düzeyde sınırlandırılmalıdır.
Stresten Uzak Durma: “Şeker hastalığına ne iyi gelir?” sorusunun cevaplarından biri de hayat kalitesini artırmaya yönelik olarak stresten uzak durmaktır. Stres ve öfke, kan şekerini yükseltip yüksek tansiyonu beraberinde getirdiği için şeker hastalarının sakinleşme tekniklerini öğrenmesi gerekir.
Hipoglisemi: Gereğinden fazla insülin kullanımı, aşırı egzersiz ve diğer ilaçlar, kan şekeri miktarının normal seviyeden düşük olmasına yol açar.
Hipoglisemi yani düşük kan şekeri belirtileri arasında yer alan açlık, ağızda karıncalanma, soluk cilt, bulanık görme, kalp atışının hızlanması, baş ve karın ağrısı, huzursuzluk, terleme gibi durumların yaşanması halinde kan şekerinin hızlıca yükseltilmesi için birkaç kesme şeker , bisküvi ya da tatlı meyve suyu tüketilmelidir.
Şeker Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Şeker hastalığının zararları arasında kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği, görme yetisinin kaybı, uzuv kaybı gibi ciddi sonuçlar bulunur. Bu nedenle doktor kontrolü altında tedavi ve diğer öneriler asla ihmal edilmemeli, insülin hormonu ve kan şekeri seviyesinin ideal düzeyde tutulmalıdır.
Источник: //kadin.com/cogunlugun-ortak-sorunu-seker-hastaligi-nedir-seker-hastaligi-nedenleri-nelerdir
ŞEKER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Şeker hastalığı genelde semptomları göz ardı edilebilen bir hastalıktır. Şeker hastalığının olup olmadığını öğrenmenin en iyi yolu gerekli testleri bir uzman kontrolünde yaptırmaktır. Böylece şeker hastalığının semptomları belirlenip, hastalık teşhisi konulabilmektedir.
Şeker hastalığı kanda bulunan, bir çeşit şeker olan glikozun seviyesine göre değişiklik göstermektedir. Bu hastalığın ilk belirtileri çok hafif belirtilerdir. Bu yüzden fark edilmeyebilir.
Özellikle diyabet 2 için geçerli bir durumdur. Bazı insanlarda hastalığın zararları uzun vadede boy göstermedikçe hastalıktan şüphelenmezler.
Diyabet 1’in belirtileri genelde birkaç gün ya da birkaç hafta içerisinde, hızlı bir şekilde belli olmaktadır.
Şeker hastalığının belirtileri erken tespit edildiğinde zararsız bir şekilde durdurulması sağlanabilir. Bu yüzden herhangi bir etki gördüğünüzde derhal bir sağlık kuruluşunda gerekli testleri yaptırınız. Böylece erken teşhis ile hastalıktan herhangi bir zarar görmeden kurtulabilirsiniz.
Bu hastalığın belirtileri genellikle çabuk susama ve idrar atımı, halsizlik, kilo kaybı, bulanık görme, enfeksiyon kapma, açlık hissi, ağızda kuruluk, mide bulanıklığı, kusma ve ayaklarda acı hissidir. Şimdi de yazımızın devamında bu belirtileri çok daha ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz.
Normal bir vücut işleyişi varsayılacak olduğunda insanlar, günde 4-7 saatte bir idrar atımı ihtiyacı duyarlar. Ancak diyabet hastalığına sahip kişilerde bu ihtiyaç daha fazladır. Peki bu durumun sebebi nedir?
Genelde vücut fazla glikozu absorbe etmez ve böbreklerden akıp gitmesine izin verir. Fakat diyabet kan şekerini yükselttiğinden, vücut tüm glikozu hücrelere almaz. Aksine fazla glikozdan kurtulmak için daha fazla üre atımı ihtiyacı duyar.
Bunu sağlamak için vücudun sıvılara olan ihtiyacı artmaktadır. Alınan sıvılar daha fazla atılmak için üre sistemini ve böbrekleri daha çok çalıştırır. Böylece diyabet hastalarında daha fazla susama ve daha sık idrara çıkma eğilimi gözükmektedir.
Vücudumuz genel olarak yemiş olduğumuz yiyeceklerden aldıklarını, vücut hücrelerinin kullanacağı enerjiye çevirmektedir. Ancak fazla gelen glikozun seviyesini düşürmek için vücudun insüline ihtiyacı bulunmaktadır.
Eğer vücuda gerekli olan insülin salgılanmaz ise, vücut hücreleri yapmış olduğu insüline karşı direnç gösterir. Böylece glikoz seviyesi hücrelere ulaşamaz. Böylece enerjiniz bitmiş olur.Çok daha çabuk yorulursunuz ve bununla doğru orantılı olarak açlık hissi de artar.
3.Bulanık Görme
Şeker hastalığının belirtilerinden biri de bulanık görmeye başlamaktır. Diyabet hastalığı görüş kabiliyetini de etkilemektedir. Yüksek seviyede kan şekeri hücrelerden sıvıların çekilmesini sağlamaktadır. Bu duruma gözün tabakaları da dahildir.
Gözün tabakalarından suyun çekilmesi durumunda odaklanma kabiliyetinizde azalma meydana gelir ve bulanık görmeye başlarsınız. Ayrıca diyabet retinada yani gözün arka kısmında yeni kan damarlarının oluşmasını sağlar ve bu yeni oluşturulan damarların hasar görmesini sağlar.
Çoğu insanda bu erken değişimler, herhangi bir probleme sebep olmazken, önlem alınmaması durumunda görüş kaybına ve körlüğe sebep olabilmektedir.
4.Kilo Verme
Kanda bulunan şeker miktarının yükselmesi, kilo kaybını da hızlandırır. 2-3 ay gibi bir süreç içerisinde 5-10 kilo arasında bir kilo kaybınız gerçekleşebilir. Ayrıca bu kilo kaybı sağlıklı bir kilo kaybı da değildir. Çünkü insülin hormonu glukozu hücrelere ulaştıramaz. Böylece hücrelerde enerji açığı oluşur.
Enerji eksiği oluştuğunda vücut bir nevi kendini aç hisseder. Bu durumun sonucu olarak proteinleri yakmaya başlar. Protein de kas kütlesi demektir. Bu da kas kaybınız olacağı anlamına gelmektedir. Kaslar da vücudun ayakta kalmasını sağlayan yapı taşlarıdır.
Bu yüzden kas kaybı vücudunuzu zayıflatacak ve sağlıksız bir ağırlık kaybı yaşamanızı sağlayacaktır. Böylece sağlığınız düşmüş olur.
5.Cilt Sorunları
Kaşıntılı bir cilt oluşumu, kuru bir cildin ve zayıf bir kan sirkülasyonunun sonucudur. Bu durum da şeker hastalığının bir belirtisidir. Belli bölgelerde kaşıntılar meydana gelir.
Bunun sonucu olarak da ciltte kalıcı hasarlar ve lekeler oluşabilir. İnsülin direnci olan kişilerde kan şekeri o kadar yüksek olmayabilir.
Bu yüzden herhangi bir belirti gördüğünüzde doktorunuza giderek kan ölçümü yaptırmanız ve kan şekeriniz olup olmadığını öğrenmeniz gerekmektedir.
6.İyileşme Süreci
Kan şekeri yüksek olan kişilerin iyileşme süreci normal insanlardaki gibi gerçekleşmemektedir. Herhangi bir yaralanma olduğunda yaraların kapanması daha uzun bir zaman alır.
Enfeksiyonlarda, kesiklerde ve yanıklarda yavaş iyileşme sürecinin olması şeker hastalığının bir diğer belirtisidir. Bu durumun sebebi ise kan damarların geçiş sırasında yüksek miktardaki glikozdan hasar görmesidir.
Bu kişilerin yaralanmaları sakıncalı durumlara sebebiyet verebilir.
7.Sinirlilik
Kan şekeri yüksek olan kişilerin, yüksek kan şekerine maruz kalma sürelerine göre kendilerini iyi hissetmeme durumları meydana gelebilir. Sinirlenme ve asabi olma gibi yan etkiler meydana gelebilir. Yorgun olduğunuz zamanlarda daha sinirli olursunuz ve bu gerginlikten dolayı gece uykularınız bölünüp uyanabilirsiniz.
Bu tarz durumlarda lavaboya gidip yüzünüzü yıkamak iyi gelecektir. Çünkü yorgun olduğunuzda vücudunuz ekstra efor sarf eder. Bu durum enerjinin yetmemesi ile alakalı olarak glikoz seviyesi ile de ilgilidir. Yorgun olmak bu yüzden sinirlerin gerilmesine ve asabiyet sorunlarına sebep olur.
Kan şekerinin normal seviyelere inmesi durumunda bu sinirlilik hali de normale dönecektir.
8.Karıncalanma ve Uyuşma
Uyuşma özellikle el ve ayaklarda hemen herkesin başına gelen bir durumdur. Ancak bu durumun çok sık meydana gelmesi ve etkisinin daha fazla olması şeker hastalığının bir işareti olabilir. Bu durum sinirlerin, şeker hastalığı yüzünden hasar görmesi açısından gerçekleşir.
Uyuşma etkileri muhtemelen geri dönüştürülebilir sorunlardır. Uyuşma geçse de sinirlerde meydana gelen hasarlar kalıcı olabilir. Bu yüzden şeker hastalığının erken teşhisi büyük önem taşımaktadır. Erken teşhis durumunda zararlı ve kalıcı etkileri de önleme imkanı bulacaksınız.
Kan şekerini kontrol etmek için pek çok test yapılmaktadır. Çünkü tek bir test şeker hastalığının doğruluğunu kesin bir şekilde ifade etmede yüzde yüz etkili sonuçlar vermeyecektir. Bu testlerden biri plazma glikoz testidir. Bu testin yapılması için en az 8 saat aç kalınması gerekmektedir.
Böylece kan şekeri değerleri daha net bir şekilde ölçülebilir. Kanda bulunan glikoz seviyesinin desilitre başına 126 miligram olması kan şekerinizin olduğu anlamına gelir. Normalde kabul edilen sınır değeri ise 99 mg/dL’dir.
Bu değer kan şekeri için sınır olup, daha yüksek değerler şeker hastalığı tehsini tetiklemektedir.
Şeker hastalığı genelde ilerleyen yaşlarda meydana gelmektedir. 45 yaş ve üzeri olan kişiler şeker hastalığı riski taşımaktadır. Bu yüzden test yaptırmak büyük bir önem arz eder.
Şeker hastalığının erken teşhis edilmesi kalıcı hasarların önlenmesinde yardımcı olur. Önleyebileceğiniz hasarlar arasında sinir hasarları, kalp sorunları ve diğer komplikasyonlar yer almaktadır.
Peki doktorunuza gitmeniz gereken genel kurallar nelerdir?
Midenizde ağrı, zayıflık ve susuz hissettiğiniz durumlar, idrar atımı sıklığınız arttığın, bel ağrısı yaşadığınız durumlar, normale göre daha hızlı ve derin nefes almaya başladığınızı hissettiğiniz ve nefesinizin sürekli kokmaya başladığı durumlar (Keton miktarının yüksek olduğunu gösterir) şeker hastalığının belirtileri olabilir. Bu durumlarda en kısa sürede bir doktora görünmeniz gerekmektedir. Böylece şeker hastalığının belirtileri ile ilgili bilgiler vermiş olduğumuz yazının sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sağlık ilk sırada gelir. Bu yüzden herhangi bir semptom oluştuğunda kontrol ettirmeyi ihmal etmeyiniz.Источник: //evdesifa.com/seker-hastaliginin-belirtileri-nelerdir/