MR Hakkında Bilmek İstedikleriniz
Emar Nedir? (MR & MRG & Manyetik Rezonans Görüntüleme)
Radyoloji
Memorial Şişli Hastanesi
Emar (MR) en etkileyici ve en zararsız görüntüleme yöntemlerinden biridir.
MR sonrasında herhangi bir ağrı ile karşılaşmamak ve görüntüleme sırasında alerjiye neden olacak bir ilaç kullanımı zorunluğunun olmaması Emar’ın en önemli avantajlarından biridir.
Memorial Sağlık Grubu Radyoloji Bölüm Uzmanları, manyetik rezonans (Emar) görüntülemesi hakkında bilgi verdi.
Emar -MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) Nedir?
Manyetik Rezonans Görüntüleme büyük mıknatıslarla oluşturulan güçlü manyetik alan içinde radyo dalgaları kullanılarak belirli anatomik yapıları, diğer yapılardan net olarak ayırt etmek, sağlıklı ve hastalıklı dokular arasındaki farklılıkları saptamak ve tanımlamak için kullanılan bir tıbbi tekniktir.
Bu özelliğiyle de çok küçük bebeklerde ve hamilelerde bile ( hamileliğin ilk üç ayında mutlak bir gereklilik olmadıkça tercih edilmez) tanısal amaçla güvenle kullanılabilen bir yöntemdir.
Ayrıca Emar (MR) uyumlu anestezi cihazları yardımıyla kapalı yerde bulunma korkusu olan hastalarda, yaş olarak çok küçük çocuk ve bebeklerde, içeride hareketsiz kalamayacak hastalarda güvenli bir şekilde çekim yapılabilmektedir.
Emar (MR) Neden Çekilir?
Emar vücudun değişik bölgeleri için değişik amaçlarla uygulanabilir.
Migren, baş ağrılarında, nörolojik rahatsızlıklarda, beyin tümöründen şüphelenilen hastalarda, epileptik nöbet geçiren hastalarda, göz, kulak, çene eklemi problemi olan hastalarda, omurga problemi, disk kaymaları ve disk fıtıklarında, omuz, diz gibi eklemler ve bağların değerlendirilmesinde, spor yaralanmalarında, kalp hastalıklarında, göğüs ve karın iç organ rahatsızlıklarında, kemik yapı rahatsızlıklarında MRG değerlendirme yapılabilir.
Memorial Sağlık Grubu Radyoloji Bölümü’ndeki MR sistemi 1.5 tesla gücünde olup en son teknolojik gelişmeleri içeren bir cihazdır. Her bölge için yeterli ve özel programlarla donanmış bu cihazla;
- Beyin, göz, iç kulak ve kulak yapıları, hipofiz, çene eklemi, beyin atardamar ve toplardamar sistemleri gibi kafa bölgesine yönelik incelemeler,
- Boyun yapısı, gırtlar, yutak, tükürük bezleri, dil ve çevre yapıları,
- Akciğerler, kalp ve kalple ilişkili büyük damarlar,
- Karın içi organlar, alt karın bölgesi,
- Boyun, sırt ve bel bölgesi omurga patolojileri,
- Omuz, kol, dirsek, el bileği, el, kalça, uyluk, diz, bacak, ayak bileği ve ayak gibi uzuvların ve eklemlerin incelemeleri
- Tüm vücut anjiografi
- MR spektroskopi,
- Kranial ve abdominal diffüzyon görüntüleme,
- Perfüzyon MRG,
- MRCP, MR pyelografi ve MR myelografi.
- BOS akım çalışması,
- Kinematik incelemeler,
- Tüm vücut metastaz tarama
- Dinamik doku ( karaciğer, meme, tümör ) MR
- Bölgesel MR anjiografik incelemeleri
Emar (MR) Nasıl Çekilir?
Emar için ekstra bir hazırlığa gerek yoktur. Aksine bir uyarı yapılmadıkça hasta yemeklerini yiyip ilaçlarını alarak gelebilir. Hastanın MR çekimi için tıbbi geçmişi ile ilgili bir form doldurması gerekmektedir. Ayrıca hasta üzerinde bulunan manyetik alandan etkilenecek, saat, kredi kartı, metal eşya vs.
malzemeleri Emar (MR) odasına girmeden önce çıkarmak zorundadır. Eğer mesane doluysa aksi söylenmedikçe çekim öncesi idrarını yapmasında bir sakınca yoktur. İnceleme süresi genellikle 15-45 dakika arasında sürmektedir. Bu süre içinde hastadan hareketsiz kalması istenecektir.
En küçük bir hareketin görüntülerde bozulmaya neden olacağı da hasta tarafından bilinmelidir. Bazı durumlarda görüntü kalitesini iyileştirmek ve tanının güvenliğini artırmak için özel tasarlanmış MR kontrast ajanlar enjekte edilebilir. Bu ilaçlar MR görüntülerinin detaylarını netleştirmeye yardımcı olacaktır.Emar fiyatları günümüzde çok yüksek olmamakla birlikte önemli olan tam donanmımlı bir hastanede Emar çektirmektir.
Beyin Emarı (MR)
Beyin tümörleri, felçler, bunama ve multiple skleroz gibi kronik sinir sistemi hastalıklarını saptamak için en duyarlı yöntemdir. Ayrıca hipofiz bezi, beyin damarları, göz, iç kulak organlarının hastalıklarını değerlendirmede en duyarlı yöntem olarak kullanılmaktadır.
Manyetik Rezonans Spektroskopi (MRS)
Hücresel düzeyde metabolit değişikliklerini gösterebilen bir görüntüleme yöntemidir. Bu teknik ile patolojik dokuların biyokimyasal analizlerinin yapılabilmesinin yanı sıra, normal dokularda mevcut biyokimyasal ilişkiler de araştırılabilmektedir.
Difüzyon Ağırlıklı MR
Difüzyon MR tekniğiyle dokudaki suyun moleküler hareketlerinden kaynaklanan görüntüler elde edilir. Difüzyon MR’ın başlıca kullanım alanı, en önemli mortalite (ölüm) ve morbidite nedenlerinden biri olan inmenin görüntülenmesidir. Akut inme tanısında doğruluğu çok yüksek olup BT ya da konvansiyonel MR’a göre üstündür.
BT ve standart MR teknikleri 1-2 saatlik bir enfarktı gösteremezken, difüzyon MR ile enfarkt çok erken dönemde kolayca görüntülenebilmektedir. Ayrıca difüzyon MR ile kafa içi kistik yapılar birbirinden ayrılabilmekte, tümöre bağlı omurga basısı sonucu oluşan kırıklarda iyi huylu kötü huylu tümör ayrımının yapılmasında, MS plaklarında ADC artışının görüntülenmesinde kullanılmaktadır.
Perfüzyon Ağırlıklı MR ( PA–MR)
Bu teknikle beyin dokusunun fonksiyonel durumu hakkında bilgi edinilir. PA MR sayesinde serebral dokuda oluşan hasar ve yer kaplayan lezyonların neden olduğu hemodinamik değişikler izlenmektedir. Klinikte, inme, intrakranial (kafa içi) tümörler, epilepsi, demans (bunama), kognitif bozukluklarda ve normal fizyolojik değişimlerin non-invazif değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.
Fonksiyonel MR (fMR)
Beynin oksijenlenme ve kanlanmasındaki değişiklikleri ölçerek, cerrahi riskin değerlendirilmesi ve operasyonun planlanmasında çok değerli bir tarama yöntemi olarak kullanılmaktadır. En önemli ve güncel kullanım alanı duyusal-motor ve konuşma merkezlerine yakın kitle lezyonlarında cerrahi öncesi yeterli kalitede fonksiyonel haritalandırmanın yapılabilmesine imkan tanır.
MR Anjiografi
Damarlara kateterle girişim yapılmadan ve radyasyonsuz olarak, damarların detaylı görüntülenmesini sağlar. İntrakranial (kafa içi) damarların görüntülenmesinde, ayrıca aorta, böbrek, akciğer, kol ve bacak damarlarının görüntülenmesinde kullanılır.
Kalp ve Damar Sistemi Emarı (MR)
Kabin ve ana damarların yapısı ve fonksiyonu ile kalp adacıklarının boyutu, duvar kalınlıkları, kalp krizi veya ilerleyici kalp hastalığına bağlı gelişen kalp hasarının boyutunu saptamak için kullanılır.
Koroner damarların görüntülenmesi, fonksiyonel çalışmalar ve eforlu perfüzyon MR çalışmaları da gün geçtikçe daha umut verici olma yolundadır.
Hipertansiyon hastalarında, böbrek damarlarındaki daralma ve sorunların saptanmasında karaciğer, akciğer, kol ve bacak damarları gibi damarların da değerlendirilmesi işlemi MR anjiografide kolayca ve detaylı bir şekilde yapılabilmektedir.
Vücut Emarı (MR)
Vücut Emarı ile Kalp, ana damarlar, akciğer, karaciğer, böbrekler, dalak, pankreas, safra kesesi, safra yolları, karın içi damarlar detaylı bir şekilde incelenebilmektedir.
Safra kesesi, safra yolları ve pankreas kanalına yönelik kolanjiopankreatikografi tetkiki ile de lümen yapıları vücut dışından iğne, kateter girişimi yapılmadan çok daha rahat ve detaylı olarak gerçekleştirilebilmektedir.
Ayrıca MR radyasyon içermediğinden kadın ve erkek üreme organları, pelvik organlar ve mesane için iyi bir görüntüleme alternatifidir.
Meme Emarı (MR)
Meme Emarı, mammografi veya USG’nin yerine yapılan bir yöntem değil, her iki tanı yöntemi ile birlikte kullanılan bir yöntemdir. Meme görüntülenmesinde MR ve diğer tüm yöntemler, meme tümörlerinin erken tanısı için yapılmaktadır.
Her iki memede çoklu odak araştırılması ( meme kanserlerinin önemli bir bölümü çoklu odaklar halinde gelişebilmektedir), silikon implant takılmış veya genç hastalarda izlenen yoğun meme dokusu gibi mammografinin zorlandığı alanlarda da tarama amaçlı kullanılabilmektedir.
Ancak mammografide ve USG’de saptanan lezyonların iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığının değerlendirilmesinde, meme MR önerilmektedir.
Prostat MR
MR (Emar) prostatın en sık görülen sorunları iltihaplar (prostatit), iyi huylu prostat büyümesi ( benign prostat hipertrofisi, BPH) ve prostat kanseri tanısında kullanılır.
Ayrıca biyopsi ile prostat kanseri saptanmış hastalarda hastanın tedavi kararını ve sürecini belirleyecek olan tümörün büyüklüğü ve prostat dışında başka organlara yayılıp yayılmadığını saptamak için de iyi bir yöntemdir.
Kas İskelet Sistemi MR
Kaslar, tendonlar, bağlar, menisküsler, diğer eklem diskleri, eklem kapsülü ve çevre yumuşak dokular hakkında detaylı bilgiler vermektedir.
Spor yaralanmalarına bağlı dokuların değerlendirilmesinde diğer uzuv yaralanmalarında, eklemlerin yeni ve eski rahatsızları, iltihaplı durumlarında ( artritler), ayrıca kas-iskelet dokusu iltihapları, kitleleri veya başka organlardaki kitlelerden kemiklere olan yayılımın değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca disk fıtığı (bel fıtığı veya boyun fıtığı gibi) skolyoz (kamburluk) gibi omurga problemleri ile spinal cerrahi sonrası cerrahinin etkileri ile ilgili değerlendirmelerde kullanılır.
Güncellenme Tarihi: 09 Mayıs 2017 | Yayınlanma Tarihi: 30 Nisan 2009 |
Benzer Sağlık Rehberleri
Источник: //www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/manyetik-rezonans-goruntuleme-mrg-mr-nedir/
Kabuslar Pazarı Hakkında Bilmek İstedikleriniz
Korku-Gerilim edebiyatından bahsedildiğinde akla ilk gelen yazarlardan olan, büyük usta Stephen King, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip.
King’in kitaplarını koleksiyon yapanlar, yeni kitabını dört gözle bekleyenler, herhangi bir ortamda King kitapları hakkında muhabbet etmeyi sevenler veya bizler gibi böyle ortamları oluşturmaya çalışanlar… Sonuç olarak tüm King hayranları tek bir noktada buluşuyor: Stephen King dünyasında…
Stephen King’in geçtiğimiz Kasım ayında Amerika’da piyasaya çıkan hikaye derleme kitabı The Bazaar of Bad Dreams, duyurulduğu günden bu güne heyecanla beklememize neden olmuştu.
İçerisinde 20 hikaye bulunduran bu kitap, ustanın bir süredir ara verdiği korku türüne yeniden dönüşü olarak gösterilebilir.
Nitekim, bekleyişimiz son buldu ve Altın Kitaplar ustanın kitabını Kabuslar Pazarı ismiyle yayınladığını duyurdu.
Dileyenler linke tıklayarak Stephen King’in Kabuslar Pazarı kitabını yüzde 40 indirimli alabilirler:
KABUSLAR PAZARI’NI SATIN ALIN
Kabuslar Pazarı artık satışa çıktı.(12 Nisan’da) Bir çok King hayranı kitabı ön siparişle ya da çıkar çıkmaz aldı. Bazılarımız da zamanla bu kitaba sahip olacak. Peki, Kabuslar Pazarı‘nda bizleri neler bekliyor? Dilerseniz sizlere kitap hakkında ve kitaptaki hikayeler hakkında ufak bilgiler verelim. Merak etmeyin, spoiler konusuna tabi ki dikkat edeceğiz.
Kabuslar Pazarı‘nda 20 adet kısa hikaye bizleri bekliyor. Bu hikayelerden bazıları daha önce çeşitli yerlerde yayınlanan hikayelerden oluşurken, bazıları da ilk defa bu kitapta yayınlanan hikayelerden oluşuyor.
Kabuslar Pazarı568 sayfa ve kitap kapağı orijinal kapaklardan biri seçilmiş. Kitap ilk duyurulduğunda bu kapağı çok beğenmiştim, Altın Kitaplar‘ın bu kapağı seçmesi hoşuma gitti.
Kitabın içeriğine geçmeden önce Stephen King’in biz “Sadık Okuyucu” lar için hazırlamış olduğu tanıtım yazısını paylaşmak istiyorum. Okumaya değer ve merak uyandırıcı bir yazı olduğu aşikar.
“Hikâyelerim bir araya geldiği zaman kendimi sadece gece yarıları satış yapan bir sokak satıcısı gibi hissederim. Ürünlerimi sergileyip okurlarımı -yani sizleri- gelip seçin diye davet ederim. Ama gerekli uyarıyı yapmayı da ihmal etmem: Kuzum, dikkat edin, çünkü bu şeylerden bazıları tehlidir.
Bunlar, içinde kötü rüyaların gizlendiği; gözünüzün uyku tutmadığı gecelerde, kapadığınıza emin olduğunuz halde, “Odanın kapısı neden açık?” diye merak ettiğiniz zamanlarda aklınıza takılan hikâyelerdir. İşte, ürünlerim bunlar, sevgili Daimi Okurum.
Bu gece her şeyden bir parça satıyorum – otomobile benzeyen bir canavar (Christine tadında), ölüm ilanınızı yazarak sizi öldürebilen bir adam, paralel dünyalara erişimi olan bir e-kitap okuyucu ve her zaman çok beğenilen konu: insan türünün sonu.
Ben bu ürünlerimi diğer sokak satıcıları çoktan evlerine gittikten sonra, sokaklar bomboşken ve donuk bir ay ışığı şehrin çatılarında gezinirken satmayı seviyorum. İşte bu zamanlarda örtümü yere yayıp ürünlerimi sergiliyorum.
Bu kadar gevezelik yeter. Belki artık bir şey satın almak istersiniz, ha? Gördüğünüz her şey el ürünüdür ve her ne kadar her birini çok sevsem de, satmaktan mutluluk duyarım, çünkü bunları özellikle sizler için yaptım. Çekinmeyin, şöyle bir yoklayın; ama lütfen, dikkatli olun. Bazılarının sivri dişleri vardır.”-Stephen King-(Tanıtım Bülteninden)
Sanırım bu merak uyandırıcı yazıdan sonra Kabuslar Pazarı‘nda bizleri bekleyen maceralara kısaca göz atabiliriz.
Miles 81
King’in daha önce yayınladığı hikayelerden biri olan 81.Mil, kitabımızın açılış hikayesi oluyor. Maine eyaletinin paralı yolunda, 81.mil’de eski bir dinlenme tesisi vardır. Burası artık gençlerin mekanı olmuştur.
10 yaşındaki Pete Simmons, ağabeyini aramak için bu mekana geldiğinde bir votka şişesi bulur. Dayanamayıp votkayı içer ve sızar. Sonrasında dinlenme tesisine bir otomobil yaklaşır. Kapılar açılır fakat şoförü yoktur.
Premium Harmony
King’in yine daha önce başka bir yerde yayınladığı hikayelerden biri olan Premium Harmony, Mary ve Ray ismindeki çiftin hikayesini anlatmaktadır.
Evlilikleri sürekli didişme içerisinde geçen bu çift, bir yolculuk sırasında May’in yeğenine hediye almak için bir markette durması ile korkunç olaylar dizisi içerisinde kendilerini bulurlar. Mary aniden kalp krizi geçirir ve ölür.
Arabada eşini bekleyen Ray, aynı anda köpeklerinin de öldüğünü fark eder.
Batman and Robin Have An Altercation
Stephen King’in 2012 yılında yayınlanmış olan bu hikayesinde ise Sanderson ismindeki bir adam, Alzheimer hastası babasını her gün aynı mekana yemek yemeye götürür. Aynı muhabbetleri yaparlar ve bu durum 3 yıl boyunca devam eder. Sanderson, babasından umudu kestiği bir anda başına gelen bir olay, babasının hafızasında bir ışık çakmasına neden olur.
The Dune
2011 yılında ilk defa yayınlanan bu hikayede, Yargıç Harvey Beecher, avukatına sürekli olarak kum tepelerinden bahseder. Çünkü Harvey için kendi mülkünde bulunan o kum tepeleri çocukluğundan bu yana bir saplantı haline gelmiştir. Kum tepelerinde isimler görmektedir ve o isimler mutlaka öldürülmektedirler. Harvey’in avukatı bu olayı araştırmaya karar verir.
Bad Little Kid
Stephen King’in ilk defa Kabuslar Pazarı kitabında yayınlanan hikayelerinden olan Bad Little Kid, George Hallas isminde hayatı berbat olmuş bir adamın hikayesidir. Hallas, avukatına geçmişte yaşadıklarını anlatırken bir şey fark eder. Hayatının mahvolmasına neden olan gizemli bir küçük çocuktur. Ama artık olan olmuştur.
A Death
Geçtiğimiz mart ayında ilk defa yayınlanan bu hikaye, Kabuslar Pazarı’nda da kendisine yer buluyor. Klasik bir cinayet hikayesi gibi görünen bu hikaye, genç bir kızın öldürülmesi ve onun katili üzerinde yoğunlaşmaktadır. Tabii bu hikaye bir Stephen King hikayesi ise, klasik bir hikaye olmayacağını bilmeniz gerekir.
The Bone Church
İlk olarak 2009 yılında yayınlanan hikaye, manzum türdedir. Kısa bir şiir olan bu hikayede ormanda geçen kötü bir yolculuk anlatılmaktadır.
Morality
Chad ve Nora, geçimlerini zor sağlayan bir çifttir. Chad, kitabını yayınlatmaya çalışan bir yazar, Nora ise emekli bir bakana hasta bakıcılık yapmaktadır. Bir gün işvereni Nora’ya ahlaksız bir teklifte bulunur. Nora bu teklifi kabul ederse Vermont’ta bir ev sahibi olacaktır. Nora ne karar verecektir?
Afterlife
2013 yılında ilk defa yayınlanan bu hikayede, bankacı William Andrews’in ölümünden sonra kendisini bir koridorda bulmasını anlatıyor. Koridor duvarlarında eski günlerine ait fotoğraflar bulunmaktadır. Koridorun sonunda ise patron Isaac Harris’in odası bulunmaktadır. Yoksa hayat ona ikinci bir iş şansı mı verecektir?
UR
Stephen King’in ilk defa 2009 yılında yayınlanan bu hikayesinde, Kara Kule evreni ile açık bağlantılar görüyoruz. Wesley Smith, kitaplarını ve gazetelerini dijital ortamdan okuma kararı alır. Kendisine bir Kindle sipariş eder fakat kendisine gelen Kindle, pembe renklidir.
Wesley bu Kindle’ın paralel evrenlere geçiş yapmayı sağlayan UR özelliğini keşfeder. Böylece artık ölmüş yazarların, paralel evrende yaşayıp yazdıkları kitaplara ulaşır. En önemlisi ise paralel evrendeki gazetelere ulaşır ve felaketleri durdurmaya çalışır.
Sarı Giysili Adamlar kendisini ziyaret ettiğinde işler değişmeye başlar.
Herman Wouk is Still Alive
Brenda ve Jasmine iki iyi dostturlar ve bir gün piyangodan 2700 dolar kazandıklarında memleketlerini ziyarete gitmeye karar verirler. Bir araba kiralayıp yola koyulduklarında karşı yönden gelen iki yaşı geçkin şair ile karşılaşırlar. Bu karşılaşma sonrası kimsenin hayatı eskisi gibi olmayacaktır.
Under The Weather
Brad, kötü bir kabustan uyandığında eşi Ellen’ın uyuduğunu görür. Onu rahatsız etmeden kalkar ve hava almaya çıkar. Döndüğünde eşi hala uyumaktadır. Sabah işe giderken eşini rahatsız etmemek için not bırakır. Ellen hala uyumaktadır. Brad işten döndüğünde eşi Ellen’ı hala uyurken görür.
Blockade Blly
2010 yılında ilk defa yayınlanan bu hikayede, “Blokaj Billy” lakaplı beysbol oyuncusu William Blakely’nin kendisini beysbol tarihinden sildirmesini konu alıyor. Belki de beysbol tarihinin en iyi oyuncularından biri olacakken bunu neden yaptığını öğrendiğinizde bakalım neler hissedeceksiniz.
Mister Yummy
Yaşlılar evinde bir grup adam 1960’ların gece kulüpleri hakkında konuşmaktadır. Grubun başındaki gay adam, bu kulüpte tanıştığı ve aşık olduğu genç bir adamı anlatır. Mr. Yummy adındaki bu genç, o günden sonra insanlar ölmeden önce insanlara görünen biri olmuştur.
Toomy
201o yılında ilk defa yayınlanan bu hikaye, manzum türde bir hikayedir. Anlatıcının sınıf arkadaşı Tommy’e yazdığı ve 60’lar hakkında bir şiirdir.
The Little Green God of Agony
2011 yılında ilk defa yayınlanan bu hikayede Katherine MacDonald adındaki bir hemşirenin acılar içinde kıvranan hastası Andrew Newsome ile olan hikayesidir.
Hemşire, Newsome’ın acılarını dindireceğini söyler fakat Newsome fizik tedavi istememektedir. Hemşire MacDonald, farklı çözümler ararken Rahip Rideout ismineki bir şifacı yollarına çıkar.
Rahip, Newsome’a acılarını kovacağına söz verir.
The Bus is Another World
2014 yılında ilk defa yayınlanan bu hikaye, kariyeri için önemli bir iş görüşmesine giden Wilson, ikilemde kaldığı bir olaya şahit olur. Bu olayı yetkililere bildirmeli midir yoksa iş görüşmesine mi gitmelidir?
Obits
İlk defa bu kitapta yer alacak olan hikayede, ölüm ilanları yazarak kişilerin ölmesine neden olan bir köşe yazarının hayatı anlatılmaktadır.
Drunken Fireworks
Daha önce, 2015 yılında, sesli kitap olarak yayınlanan bu eser, ilk defa basılı halde bu kitapta yayınlanacak.
Hikaye, üst üste gelen şanslı hamleler sonrası zengin olan Alden McCausland ve annesinin, göl kenarında satın aldıkları evlerinde, gölün karşı tarafındaki gerçek zenginlerin hayatlarını kıskanmalarını konu alıyor.
4 Temmuz’da yapılan havai fişek gösterileri gölün iki yakası arasında bir yarışa dönüşmüştür. Zenginler kendilerini üstün görmek isterler, değil mi?
Summer Thunder
İlk defa 2013 yılında yayınlanan hikayede, büyük bir doğa olayı sonrası hayatta kalan iki adamın hikayesi anlatılmaktadır.
Kabuslar Pazarı içerisinde bulunan 20 hikayenin konularından sizlere bahsetmeye çalıştım. İçlerinde gerçekten ilginç olan hikayeler var değil mi?
Biz, Sadık Okuyucu’ya düşen, bu hikayeleri okuyup, kendimize yeni dünyalar, yeni maceralar oluşturmaktır.
Источник: //www.stephenkingturkiye.com/kabuslar-pazari-hakkinda-bilmek-istedikleriniz/
BAKTERİLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİĞİNİZ HERŞEY
Bakteriler küçük canlılardır ve mikroorganizma olarak da adlandırılırlar. Ne bitki ne de hayvanlardır . Kendilerine ait bir grupları vardır.
Bakteriler, genellikle birkaç mikron uzunluğunda küçük, tek hücreli mikroorganizmalar olup, milyonlarca sayıda birlikte yaşayan gözle görülmeyen canlılardır.
Bakteri ve virüsler arasındaki farklar nedir?
BAKTERİ VE VİRUS ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?
Bakteriler her yerde bulunabilir. Toprakta, suda, bitkilerde, hayvanlarda, insanlarda, yer kabuğunun derinliklerinde, buzullarda, kaplıcalarda, okyanus derinliklerinde bile bakteriler bulunur. Bakterilerin bulunmadığı yer ise insanların steril vücut dokularıdır. (Örneğin kan, akciğer, karaciğer, dalak gibi iç organlar)
Bakteri hücresi nasıldır?
Bakteri hücresi bir bitki ya da hayvan hücresinden farklıdır. Bakteri hücrelerinin çekirdeği yoktur. Bakteri, hayvan veya bitki hücrelerinden farklı olarak pili, flajel ve bir hücre kapsülüne (çoğunluğu) sahiptir. Çekirdeksiz bu organizmalara prokaryot adı verilir.
Bakteri hücresi organelleri:
Kapsül:
Hücre duvarının dış tarafında katmandır. Bazı bakterilerin kapsülü yoktur.
Hücre duvarı:
Plazma membranı ve kapsül arasındaki tabaka. Bakterilerde iki çeşit hücre duvarı vardır. Gram boyama özelliklerine göre Gram pozitif ve Gram negatif bakteriler olarak ayrılırlar.
DNA:
Bakterinin gelişmesinde ve işleyişinde kullanılan tüm genetik talimatları içerir. Sitoplazmanın içindedir.
Sitoplazma:
Plazma zarının içinde jelatinimsi bir maddedir. İçinde genetik malzeme ve ribozomlar yer alır.
Flajel:
Hareket için kullanılır. Bazı bakteri hücreleri birden fazla flajele sahiptir.
Pili:
Bakterinin yüzeylere yapışmasına ve genetik materyali diğer hücrelere aktarmasına yarar.
Plazma membranı:
Enerji üretir ve kimyasallar taşınır. Maddeler membrandan geçebilir (geçirgendir). Hücre duvarı içerisinde bulunur.
Ribozomlar:
Proteinin sentezlendiği yerdir. Ribozomlar, RNA bakımından zengin granüllerden oluşan küçük organellerdir.
Bakteriyolojinin kısa tarihçesi:
İnsanlar binlerce yıl önce çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük şeylerin hastalık nedeni olabileceğini düşünmüşler ve yüzlerce sene boyunca çeşitli teoriler üretmişlerdir. Aşağıda, tarihteki ünlü bilim insanları / mikrobiyologların bu yolda yaptıkları çalışmaların kısa bir özetini bulabilirsiniz:
Marcus Terentius Varro (Romalı yazar-MÖ 116):
Havada uçan minik hayvanlarcıkların hastalık kaynağı olabileceğini öne sürerek mikrobiyolojiye (mikroorganizmaların incelenmesi ve diğer canlı organizmalar üzerindeki etkileri) ve epidemiyolojiye (nüfusdaki hastalıkların nedenleri, dağılımı ve kontrolünün incelenmesi) katkılarından dolayı günümüzde birçok bilim insanı tarafından takdir edilmektedir. İnşaat esnasında bataklık yerlerden kaçınılması gerektiğine inanıyordu çünkü göz, ağzı ve burun deliklerinden içeri giren böceklerin hastalıklara neden olabilceğini ileri sürüyordu.
Hipokrat (Hekim-MÖ 460):
Tıp tarihindeki en seçkin figürlerden biri olan Hipokrat tıbbı batıl inançlardan ayıran ilk doktordu. Hastalık, tanrıların belirttiği bir ceza değil, yaşam tarzı, diyet ve çevresel faktörlerin bir sonucudur dedi.
Bununla birlikte, Hipokrat’ın hastalıkların sebze, meyvelerin, kirli nehirlerin, bataklıkların veya bedenlerin çürümesi sonucu oluşan buharlar (miasma) sonucu olduğu ve insan vücudu ile ilgili teorileri günümüzde kadar iz bırakmıştır.Jacobo Forli ve Alexandro Benedetti (14-15. yüzyıl):
Hastalıkların sadece havanın değil havanın içinde bulunan partiküllerin solunması ile oluştuğunu ileri sürmüşlerdir. Bununla birlikte, Miasma Teorisi, Germ Teorisi‘nin gelişmeye başladığı ilk yüzyıldan 1500 yılına kadar geçerliliğini korumuştur.
Antonie van Leeuwenhoek (Hollandalı 1632-1723):
Tek gözlü mikroskobu keşfetti. 1676’da 162 yıl sonra bakteri olarak adlandırılacak hayvancıklar(animacules) olarak gördüğü şeyleri tanımladı. Royal Society (İngiltere )’ye gönderdiği bir dizi mektupta bulgularını yayınladı. Genellikle mikrobiyolojinin babası olarak bilinir ve ilk mikrobiyolog değerlendirilir.
Christian Gottfried Ehrenberg (Alman 1795-1876):
On dokuzuncu yüzyılda en ünlü ve üretken bilim adamlarından biri olan Christian Gottfried Ehrenberg 1838’de bakteri terimini tanıttı.
Louis Pasteur (Fransız – 1822 – 1895):
Hastalığın nedenleri ve önlemleri konusunda bir çok gelişme ile ünlenen kayda değer bir kimyagerdir. Kuduz aşısını buldu. Pasteur 1859’da fermantasyon sürecinin spontan üretim değil mikroorganizmaların büyümesinden kaynaklandığını gösterdi. Robert Koch ile birlikte hastalıkların mikroplardan (The Germ Theory) kaynaklandığını söyledi.
Robert Koch (Alman – 1843-1910):
Germ Teorisini ispatladıktan sonra 1905’te Nobel Ödülü alan bir doktor / araştırmacı.
Paul Ehrlich (Alman – 1854-1915):
İmmünolojide dünya otoritesi olan bir bilim adamı. Kemoterapi terimini icat etti. İlk antibiyotiği (Salvarsan) geliştirdi ve frengiyi iyileştirmek için kullandı. 1908’de immünoloji araştırması ile Nobel Ödülü aldı. Bakterileri (özellikle tüberküloz basilini) tespit etmek için boyaların kullanımına öncülük etti.
Bakteriler nasıl beslenir?
Bakteriler kendilerini çeşitli şekillerde beslerler.
Heterotrofik bakteriler:
Diğer organizmaları tüketirler. Çoğu saprobidirler, besinlerini canlı olmayan ölü organik maddelerden temin ederler. Bu parazit bakterilerin bir kısmı konuklarını öldürürken, bazıları da onlara yardım ederler.
Ototrofik bakteriler:
Ototrofik bakteriler kendi yiyeceklerini üretirler ve bunu iki yolla yaparlar.
1-Fotosentez – güneş ışığı, CO2 ve suyu yiyeceklerini yapmak için kullanırlar. Gıdalarını sentezlemek için güneş ışığı kullanan bakterilere, fotototrofik bakteriler denir.
Bunlar muhtemelen dünyanın oksijenli atmosferini yaratmada hayati bir rol oynayan siyanobakterileri içerir.
Diğer fotoototrofik bakterileri mor sülfür olmayan bakteriler, mor sülfür bakterileri ve yeşil kükürt bakterileri gibi oksijen üretmeyen bakterilerdir.2-Kemosentez -Karbondioksit, su ve yiyeceklerini sentezlemek için amonyak gibi kimyasal maddeler kullanırlar. Buna azot ayırıcı diyoruz. Genellikle baklagil kökleri ve okyanus deliklerinde bulunurlar.
Bu bakterilere kemoototrofik bakteriler denir.
Beslenme için kullanılan diğer kimyasal maddeler azot, kükürt, fosfor, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, manganez, demir, çinko ve kobalt gibi metalik elementlerdir.
Bakteriler hangi ortamlarda yaşar?
Aeroblar (aerobik bakteriler):
Bu tür bakteriler yalnızca oksijen varlığında ürer ve büyürler.
Anaeroblar (anaerobik bakteriler):
Bu tür bakteriler oksijen bulunmayan ortamlarda büyürler. İnsanlarda en sık gastrointestinal sistemde bulunurlar. Ayrıca gazlı kangren, tetanoz ve botulizme neden olurlar. Çoğu diş enfeksiyonları da bu tür bakteriler nedeniyle oluşur.
Fakültatif anaeroblar (fakültatif anaerobik bakteriler):
Bu bakteriler oksijenli veya oksijensiz ortamlarda gelişirler. Bununla birlikte, her iki seçenekte de, solunum için oksijen kullanmayı tercih ederler. En sık toprak, su, bitki örtüsü, bazı normal insan ve hayvan florasında bulunurlar.
Mezofilik bakteriler:
Bu bakteriler ılımlı ısılarda gelişirler. Örnekler arasında Listeria monocytogenes, Pesudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus, Streptococcus pyrogenes, Streptococcus pneumoniae ve Escherichia coli sayılabilir. İnsan bakteriyel enfeksiyonları esas olarak mezofilik bakterilerden kaynaklanır. Bunun nedeni, insan vücudunun bu bakterilerin üremesi için uygun olmasıdır.
Ekstremofilik bakteriler:
Bu bakteriler insan dahil olmak üzere çoğu yaşam biçimi için aşırı kabul edilen koşullarda gelişirler. Ekstromofilik bakterilerin çeşitli türleri mevcuttur:
-Termofilik bakteriler:
Bu bakteriler 550C’un üzerindeki sıcaklıklarda gelişir ve 75-800 C’u tolere edebilir. Kaynayan suda diğer bakterilere oranla yok olması daha uzun sürer. Pyrolobus fumarii, 113 0 C dereceye kadar sıcaklığı tolere edebilir ve hipertermofil olarak sınıflandırılır.
-Halofilik bakteriler:
Bunlar yalnızca tuzlu ortamlarda gelişirler. Buna bir örnek Halobacteriacea‘dır.
–Asidofilik bakteriler:
Sadece asidik ortamlarda gelişirler. Cyanidium caldarium ve Ferroplasma spp, asitliği pH 0 olan bir ortamı bile tolere edebilirler.
-Alkalifil bakteriler:
Sadece alkali ortamlarda gelişirler. Natronobacterium ve Spirulina spp, pH 10.5’e kadar tolere edebilir.-Psikrofil bakteriler:
Buzullarda olduğu gibi çok düşük sıcaklıklarda gelişirler. Psychrobacter bu tür bakteilere bir örnektir.
Bakteriler nasıl ürer?
Bakteriler aşağıdaki yöntemleri kullanarak üreyebilir:
♦İkiye bölünerek çoğalma(Binary fission):
Bu aseksüel bir üreme biçimi olarak bilinir; bir erkek ve dişi içermez. Hücre büyümeye devam eder, sonuçta yeni bir hücre duvarı, yavru hücre oluşturarak merkezden büyür ve sonunda ayrılır. Her yavru hücrenin, ana hücre ile aynı genetik materyali vardır.
♦Bakteri rekombinasyonu:
İkiye bölünerek çoğalma ile ilgili sorun, her yavru hücre ana hücrenin aynısıdır ve tüm kyavru hücreler de aynıdır. Bu, özellikle antibiyotiklerle onlara saldırmamız durumunda, bakterilerin üstünlük sağlamasını zorlaştırır. Bunu aşmak için, bakteriler bakteri rekombinasyon denilen bir işlemi kullanır. Bakteriyel rekombinasyon aşağıdaki yöntemlerle gerçekleştirilir:
-Konjugasyon:
Basitçe, bir bakteri hücresinden bir diğerine gen parçalarının aktarılması demektir. Bakteri, pilus adı verilen tüp yapısıyla bir diğerine bağlanır. Bakteri hücresindeki genler bu tüp üzerinden diğer hücrelere geçer.
-Transformasyon:
Bazı bakteriyel hücreler çevrelerindeki DNA’yı kapabilirler. Çoğunlukla ölü bakteri hücrelerinin DNA’sının bakteri içine alınmasına transformasyon denir.
-Transdüksiyon:
Bakteriler, bakteriyofaj olarak adlandırılan virüslerle bulaşırlar. Bakteriyofaj, bakteri hücresine tutunduğunda genomunu bakteri içine sokar. Bu virüsün genomu, enzimleri ve bileşenleri ana bakteri içerisinde çoğaltılır.
BAKTERİYOFAJLAR ANTİBİYOTİKLERİN YERİNİ ALABİLİR Mİ?
♦Dinlenme fazı-Sporlar:
Bu faz çoğalma biçiminden çok daha fazla uyku biçimidir. Bakterilere yeterli miktarda kaynak olmadığında, organizmanın DNA maddesini tutan sporlar oluşturarak üreyebilirler. Bu sporlar canlıdır ancak aktif değildir. Koşullar uygun olduğunda sporlar yeni bakteriler haline gelir.
Sporların ana işlevi, çevresel stres dönemlerinde hayatta kalmaktır. Ultraviyoleye, gama radyasyonuna, kurumaya, açlığa, kimyasallara ve aşırı ısıya karşı dayanıklıdırlar. Bazı bakteriler endosporlar (iç sporlar) üretirken, bazıları dışarıya salınan ekzospor veya kistler üretir.Endospor oluşturan bakteri örneği, ortak serbest yaşayan bakterilerin yanı sıra botulizm (C. botulinim) ve psödomembranöz kolit (C. difficile) gibi önemli hastalıklarına neden olan bakterileri içeren yaklaşık 100 türden oluşan Clostridium‘lar verilebilir.
Bakterilerin etkileri nelerdir?
1-İnsanlarda hastalık yapıcı etkisi:
İnsanlık tarihinde yaşanan en ölümcül hastalıklar ve yıkıcı salgınların bazılarına bakteriler neden olmuştur. Etkeni bakteri olmayan çiçek ve sıtma gibi hastalıklar bakteriyel hastalıklardan daha fazla insanın ölümüne neden olmuştur. Bununla birlikte, aşağıdaki bakteriyel hastalıklar yüz milyonlarca insanın hayatını mahvetmiştir:
Kolera, difteri, dizanteri, veba, zatürre, tüberküloz, tifo ve tifüs.
2-Gıda teknolojisinde bakterilerin önemi:
Lactobacillus ve Lactococcus gibi maya ve küflerle (mantarlar) birlikte bulunan laktik asit bakterileri peynir, soya sosu, sirke, yoğurt ve turşu gibi gıdaları hazırlamak için kullanılmıştır. İnsanlar binlerce yıldır mayalanmış gıdaları hazırlamak için bu bakterileri kullanmaktadır.
3-İnsanların dostu bakteriler:
İnsan vücudunda çok sayıda dost bakteri bulunmaktadır. Sindirim sistemindeki bakteriler, karmaşık şekerler gibi bazı besin türlerinin vücut tarafından kullanılabilecek biçimlere bölünmesi için çok önemlidir. Dost bakteriler, bizi patojen (hastalığa nedeni olan) bakterilerden vücut bölgelerini işgal ederek korurlar.
4-Azot fiksasyonu:
Bakteriler atmosferik azotu asimile eder ve öldüklerinde bitkilerin kullanımı için serbest bırakırlar. Bitkiler havadaki azotu alıp toprağa koyamaz ancak bitkiler yaşamak için topraktaki nitrojene ihtiyaç duyarlar.
Источник: //doktorumnedio.com/temel-tip/bakteriler-hakkinda-bilmek-istediginiz-hersey/
Difüzyon emarı nedir ve nasıl çekilir
Difüzyon MR, birçok rahatsızlık için etkili bir yöntemdir. Özellikle halk arasında “İnme” olarak bilinen durumlarda istenebilir.
- Difüzyon MR Nedir?
- Neden İstenir?
- Nasıl Çekilir?
Birçok hastalığın tedavisinde ilerleyebilmek için MR çektirmek gerekir.
MR, iç organların ve dokuların detaylı bir biçimde görüntülenebilmesini, buradaki enfeksiyon, deformasyon ve lezyon oluşumlarının ve karakterlerinin anlaşılmasını sağlar.
Ancak standart (ilaçlı ya da ilaçsız) MR işlemleri birçok durumda etkili olmayabilir. Böyle durumlarda difüzyon MR adı verilen teknikten yararlanmak faydalı olacaktır.
Difüzyon MR filmi
Difüzyon MR’ın daha mikroskobik bazda bir yöntem olduğu söylenebilir.
Tümör, enfeksiyon gibi deformasyonlardan kaynaklanmayan, daha mikroskobik durumlardan kaynaklanan hastalıkların sebeplerini bulmak, ilerlemelerini önlemek için tedavi oluşturmak gibi durumlarda işe yarar bir yöntemdir.
Difüzyon mr dokulardaki su moleküllerine dayanan bir görüntüleme yöntemidir. Buradaki moleküllerin difüzyon hareketlerini incelemeyi temele alır.
Birçok rahatsızlık, dokulardaki su moleküllerinin birikmesinden, yanlış hareket etmesinden kaynaklanır. Difüzyon MR’ın amacı tam olarak budur.Kas ve organ dokularında bulunan su moleküllerinin mikroskobik bir ortamda incelenmesini sağlar. Rutin bir kontrol işlemi değildir. Kesinlikle mecbur olunduğundan emin olunmadığı sürece difüzyon MR çektirilmemesi gerekir.
Bütün radyoloji işlemleri gibi yan etkilerinin olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Neden İstenir?
Halk arasında “inme” olarak kaynaklanan ani felç durumları, difüzyon MR çekiminin sebepleri arasındadır.
Birçok vakada hastaneye gidildiğinde bir sebep bulunamamakta, daha öncesinde felce sebep olacak bir kas ya da doku hareketliliği bulunamamaktadır.
Ancak dokulardaki su moleküllerinin hareketi ani inme olarak bilinen duruma sebep olabilir ve bunu tespit edebilmek için difüzyon gerekir.
İnme, yaşa bağlı olarak çıkabileceği gibi aşırı fiziksel çalışma sebebiyle de görülebilecek bir sorundur. Böyle bir durum söz konusuysa difüzyon MR çekilmesi gerekebilir. Nitekim bu şekilde dokulardaki su moleküllerinin hareketi incelenir ve inme için detaylı bir tedavi planı çıkarılır. Ancak difüzyon MR istenmesinin tek sebebi inme olmayabilir.
Damarlarda görülen pıhtılaşma, birçok sağlık sorununa ve şiddetli ağrılara yol açabilecek bir sorundur. Özellikle uzun süre ayakta duran kişilerde görülebilir.
Bu pıhtılaşma röntgen, tomografi ve standart MR işlemlerinde görülmeyebilir.
Ancak difüzyon MR yöntemi damarların mikro bazda incelenmesini ve buradaki hareketliliğin detaylı bir şekilde görülerek etkili bir plan çıkarılmasını sağlar.
Sonuç olarak, mikro bazda yapılacak bütün görüntüleme işlemleri için difüzyon Mr istenir. Difüzyon MR yöntemi aynı zamanda beyin dokularının incelenmesi için de gerekli olabilir.
Beyindeki mikro hareketlilikten kaynaklanan nörolojik ya da psikiyatrik problemlerde difüzyon istenmesi mümkündür.
Örnek vermek gerekirse ani saldırganlık, sinir krizi gibi durumlar beyindeki hareketlilikten kaynaklanabilir ve bunun için difüzyon MR istenebilir.
Nasıl Çekilir?
Difüzyon Mr için özel bir MR cihazı gerekmektedir. Standart MR cihazlarında mikroskobik görüntüleme olanağı olmayabilir. Ancak difüzyon MR olarak bilinen cihazlar bu özelliğe sahiptir.
Panelden alınan görüntünün yansıtıldığı monitör ile birlikte mikroskop da bulunmaktadır. Hastadan herhangi bir doku örneği almadan mikroskobik inceleme yapmaya yardımcı olur.
Hasta öncelikle MR cihazının alt kısmındaki kızaklı yatağa yerleştirilir.
Hastanın işlem boyunca hareketsiz kalması gerekir. Bununla birlikte MR yapılacak bölgenin kolaylıkla görüntülenebileceği bir pozisyonda olmalıdır.
Yatak hareket ettirilirken hasta hareketsiz kalır ve üst kısımdaki panelden alınan görüntüler hem monitöre hemde mikroskop ekranına yansıtılır. Teknisyen görüntüleri bu yolla inceler.
Difüzyon MR işleminde herhangi bir ilaç ya da kontrast madde alınması gerekmez. Bu işlem genellikle 15-20 dakika sürer.
Ancak bazı durumlarda daha kısa sürebilir. Elde edilen veriler uzman bir radyolog tarafından yorumlanır ve hastanın tedavisini yürüten doktor ile paylaşılır. Verilerin yorumlanma süresi genellikle bir hafta olmakla birlikte bazen daha uzun da sürebilmektedir.RADYOLOJİ UZMANIUzm. Dr. Nahas Hikmet KESKİNEĞE | Mrtomografi.com'da yayınlanan tüm makaleler, Özel Ankara Cerrahi Tıp Merkezi uzmanlarının kontrolünde doğrulanır, düzenlenir ve yayına uygun hale getirilir. MRTomografi.com web sitesinde okuduğunuz makaleler ile ilgili tüm şikayetlerinizi, önerilerinizi ve düşüncelerinizi iletişim sayfamızdaki formu doldurarak gönderebilirsiniz. |
Источник: //mrtomografi.com/difuzyon-mr
Bütün insanlar doğaları gereği bilmek ister mi?
İnsan yaşamının bir anlamı, ereği olması gerektiğini düşünür ve bunu belirlemek ister. Ancak bu isteme günümüz toplumunda insanların derin bir arzusu olarak kalmaktan öteye ne yazık ki geçemedi.
Nedeni insanların buna ayıracak vakitlerinin olmayışı ya da isteyecek daha hayati şeyler olduğu şeklinde savunulsa da, insan bilinçsiz bir biçimde doğasını reddeden bir noktaya geldi veya getirildi.
Öncelikle doğamızı unuttuk daha sonra bilmenin önemini, merak duygumuzu nasıl tatmin edeceğimizi ve son olarak gerçekte neyi istememiz gerektiğini unuttuk, peki insan olarak kalmayı başarabildik mi?
Fikirsel özgünlüğün aykırılık olarak algılanması, bilmeye yönelten istenç duygusunun kitlesel veya toplumsal baskı altında ezilip yok olmasına neden oldu.
Bireysel bilincimizin açık ve serbest olduğunu sandığımız anlarda bile toplumsal bilincin tahakkümü altındaydık. Bilinçsiz bir şekilde aşırı bilinçli, entelektüel belki pek fazla felsefik değil ama psikolojik olarak sağlıklı olduğumuza inandık, inandırıldık.
Bu ne yazık ki denizin ortasında kalan yüzme bilmeyen bir grup insanın birbirini kurtarmaya çalışması gibi.
Büyük sorun şu ki bilgi edinmek için deneyimlemek bile istemeyen bir haldeyiz bu yüzden toplumsal bir umursamazlık içinde yüzüyoruz, bu insan olmanın sadece canlılık vasıflarını taşımaktan ibaret olması gibi bir durum.
Psikolojinin kurucularından Alman filozof ve psikolog Wilhelm Wundt insanların düşünme yetilerinin önemine şu meşhur sözü ile yanıt vermiştir; “İnsan düşünen bir hayvandır”. Peki ya düşünme yetisini kullanmazsak geriye bizden bir şey kalır mı veya kalırsa da biz olduğumuzun farkında olur muyuz?
Bilmeyi istemek?
Biraz Freudcu bir bakış açısıyla istem duygumuza bakacak olursak zaten tercihlerimizi bilinçaltındaki cinsel dürtü ve tutkular yönetir.
Peki, “bilmeyi istemek?” İnsanlar karşılarındaki kişiyi daha çok etkileyebilmek için bilmek ister diyebiliriz, çünkü entelektüel orgazm kişiyi farkında olmadan esir alır ve karşınızdaki kişinin bilgisine aşık olursunuz yani beynine. Freud için insan doğası arzu ve içgüdülerin tatmin edilme hırsıdır aynı zamanda.
Freud’un bakış açısında insan hiç bir şekilde doğası dışına çıkmamış aksine doğası gereği davranıyordur.
Bakış açısı olarak Freud’dan uzaklaştığımız zaman, günümüz de insanlar doğalarından geldiğini düşündükleri birçok hırsı çok fazla şekilde önemsediğini görüyoruz çalışma ve mülk edinme hırsı gibi.Çalışma hırsı dediğimiz şey, ayni sorularla dolu bir iş başvuru formunun, her seferinde kadar farklı cevap verilirse verilsin, ayni sorularla rutin bir tekrar halinde biz sizi arayacağız denmesi ile sonuçlanıyor.
Çünkü herkes tek bir başvuru formu varmış gibi davranıyor, kimse de bir işe gerçekten ihtiyaç duyup duymadığımızı sorgulamıyor. İnsanın doğası sadece çalışma veya kazanma hırsı dolu gibi sunuluyor, ancak bu doğamızı nedense reddetmiyoruz.
Diğer yandan artık yerimize bilecek, düşünecek insanlar olmasını ister haldeyiz yerimize düşünüp neyin, neden ve nasıl olduğunu bir başkasının karar vermesini istiyoruz.
Doğamızda olmayan şeyleri doğamız daymış gibi kabullenmek öyle olmasına inanmak daha kolay geliyor.
“Çok yavaş yürüyenler her zaman doğru yolu izliyorlarsa koşanlardan ve doğru yoldan uzaklaşanlardan daha çok ilerleyebilirler.”
İnsan neden bilmek istemez?
İnsanın doğası dışarıdan müdahaleye açık bir konumdadır. Bilme istenci her insanlarda belirli oranlarda ortaya çıktığı zamanlarda, bu istenç ilerleyen yaşlarda daha artacaktır ve bu durumun tatmin edilememesi halinde tepkisel sorgulamalara neden olur.
Bu da toplum tarafından kabul edilebilecek bir durum olarak görülemez ve bastırılması gerekliliği doğar.
“İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir” gibi deyimler bilmenin aslında çokta yararlı bir eylem olmadığını toplumsal bilinçaltına işlemişken, insanların davranışlarında bile bilginin önemi kaybolur.
Çünkü artık insanlar, söyledikleri şeylerin tersini yapıp, yaptıkları şeylerin tam tersini söyler bir konuma gelmiştir. Bu da toplumsal uyumsuzluğu berberinde getiren bir süreç izler, artık toplumlar neden bir toplum olarak var olduklarının bile farkında olmaksızın dogmatik bir kabuk oluşturmuştur.
Bu kabuğun içerisindeki insanların bilme istençlerinin yerine, parlatılarak sunulan yeni hırssal istençler ortaya konulur.Bu noktada insan, istencini bilinçli bir şekilde yönetemez ve kabuğun içerisinde bulunduğu sürece de yönetemeyecektir.
Çünkü size, bir şeyin yapılmamasının gerektiği söylenen toplumda, o şeyi yapmayı istemek toplumla karşı karşıya gelmek demektir ve bu da göze alınacak bir durum olarak ortaya çıkmaz.
“Gerçekten bugün olduğu gibi ilk düşünürleri de felsefi kurgulara iten şey, merak olmuştur. Onların başlangıçta merakı, zihnin ilk önce dikkatini çeken güçlüklere yönelmişti.
Sonra onlar yavaş yavaş ilerleyerek araştırmalarını ayın değişimleri, güneşin ve yıldızların hareketleri, nihayet evrenin meydana gelişi gibi daha önemli sorunlara yöneltip genişlettiler.
Şimdi, bir güçlüğü fark etmek ve merak etmek, insanın kendi bilgisizliğini kabul etmesi demektir.”
Toplumsal kabuğu kırmak mümkün mü?
Her kabuğun belirli bir dayanma noktası vardır, o noktadan itibaren çatlama ve dağılma eğilimi göstermeye başlar.
Toplumsal kabuklar ne kadar zor olsa da belirli bir süreçten sora dağılma eğilimi göstermek zorundadır.
Toplumun bilme istenci, diğer istençlerinin önüne geçerek, toplumsal sorgulamalara yeni fikir ve akımlarla olanak sağlar ve toplumda yayılan bu durum toplumsal kabuğun kırılmasına neden olur.
Ancak bu dağılıp kırılmayı, kabuğun bir mağlubiyeti olarak ele almak çok büyük bir hata olur. Çünkü kırılan her kabuk aslında kendini yenilemek için böyle bir duruma maruz kalır. Belirli süreç sonra, kabuğu kırmanın sarhoşluğundaki toplumlar bilme istençlerini özgürce kullanırlar ancak yeni bir kabuk oluşturacaklarının farkında olmaksızın bunu gerçekleştirirler.Bu kaçınılmaz bir döngüdür, toplumu kelebek olma umudu ile kandırılmış bir tırtıl olarak ele alırsak, bu tırtıl her defasında kendisine içinden çıkılması gereken bir koza örer, bilinçsiz yapılan bu eylemden kelebek olarak çıkma hayalinin arzusu onu bilinçsizce koza örmeye iter.
Kaynak: Aristoteles/Metafizik – Descartes/Yöntem Üzerine Konuşmalar
Tarot Felsefesi: Küçük sırlar büyük sırlar
Источник: //indigodergisi.com/2016/09/butun-insan-dogalari-geregi-bilmek-ister-mi/